Bu başlık ile bir yazı yazdığıma, zamanın bu kadar nasıl hızla akıp gittiğine hala inanamıyorum. Sanki daha dün gibi...
Bu günlerde pek çok blog dostumunda benzer yazılar yazdığını görüyorum. Demek oluyorki, içinde olduğumuz bu güzel dünyada hemen hemen aynı yaşlarda blog çocukları var :)
Neden mi böyle söylüyorum, çünkü sizi bilmem ama ben blogumu çocuğum gibi görüyorum, onu temizliyorum, süslüyorum, güzel ve doğru türkçe kullanmasını istiyorum, çevresine saygılı, sevgi dolu olmasını, kavgadan, bilerek kalp kırmaktan kaçınmasını öğütlüyorum. Tüm bilgilerini, öğrendiklerini herkesle paylaşmasını, her zaman yeni bilgilere ve eğitime açık olmasını, kendini sürekli geliştirmesi gerektiğini söylüyorum.
Blog maceram nasılmı başladı?
- Henüz üç aylık evli ve mutfak konusunda annesine yardım etme seviyesinde biriyken, bir gün google'a "mor lahanayı nasıl pembe yaparım?" diye yazdım. Karşıma hepinizin tahmin edeceği gibi, en çok bilinen iki site olan,
Portakal Ağacı ve
Devletşah çıktı. Ben istediğim bilgiye ulaşmıştım ulaşmasına ama yepyeni harika bir dünya ile tanışmıştım. Her ikisininde sayfalarını günlerce okudum, ve Devletşah'ın bir yazısına yorum bıraktım. Sonra o meşhur
Doğum Günü Sofrası... Devletşah
doğum gününü yayınladığında, bütün gün ana haber bültenlerine çıkmış gibi bir hava ile dolaştım ortalıkta :) Ne kadar büyük bir keyifti bu Allahım !
Bir ay kadar onlarca yemek blogunu hayran hayran dolaştıktan ve bitmez tükenmez sorularımla Devletşah'ı bunalttıktan sonra (ki her soruma büyük bir sabırla ve uzun uzun yanit vermiştir, sağolsun), bir gün, elticik ile birlikte hadi blog yapıyoruz dedik. Ben mutfakta çok acemiydim ama öğrenmeye açıktım birde ailede birbirinden hünerli bayan vardı, annem, kayınvalidem ve yengelerin tarifleri ve zengin Kilis mutfağı bilgileri bu blogu oluşturmaya yeter de artardı bile. Hemen tarif defterimi açtık ve fotoğrafıda olan tariflerden bir kaç tane ekledik. Yarım saat sonra yorumlar gelmeye başladı, hala o günkü şaşkınlığımızı bir dakika önceymiş kadar net hatırlıyorum.
Bu bir yıl çok çabuk geçti ama çok dolu dolu geçti. Beni mutfak, yemek ve sofra kültürü anlamında inanılmaz geliştirdi, bu konular açıldığında rahatlıkla konuşabilme imkanı sağladı. Örneğin; konusunda bir ilk olan, harika dergi;
Yemek.Name'nin yazar kadrosunda olduğıma hala inanamıyorum. Bir şeyler yapabiliyorum demekki diyorum ve ayrıca ne mutlu bana ki blogum sayesinde birbirinden güzel anılar biriktirdim.
Sanal dünyadan çıkıp gerçeğe dönüşen, aynı ortak zevklere sahip, muhteşem dostluklar kurdum. Bu dostlarım ile;
Doğum günleri'ni
kutladım :) Akşam yemekleri
yedik. Sabah kahvaltıları
yaptık.
Pınar ve
Yasemin şekerimin bebişleri;
Can ve
Sencer için hoşgeliyorsun partileri verdik.
Can ağa ve
Sencer paşa sayesinde, iki kez
teyze oldum. Bir araya gelmek için,
sürpriz bahaneler yarattık.
Sürpriz doğum günleri düzenledik. Kocaman bir aile olarak
bir araya geldik. Sadece mutlu günlerde değil,
çok acı bir olayda da kenetlenip, blog dostumuz için güzel bir
anı oluşturduk.
Sizlerde benim gibi düşünüyormusunuz bilmem ama bir yemek blogunun başarılı olmasında, doğru tariflerin yanısıra önemli bir pay da fotoğraflara ait. Ben bazen belkide tadı çok güzel olan bir tarifi fotoğrafını beğenmediğim için denemiyor yada tam tersi yapılışı zor gelse bile sırf fotoğrafının cazibesine kapılarak hemen denemek istiyorum. Bu noktada, blogum eğer başarılı ise, en büyük payın eşime ait olduğunu söylemeliyim. Eğer o, bir gün bile of demeden, yazılarımı ve tariflerimi birbirinden güzel fotoğraflar ile süslemeseydi ben bu gün büyük bir gurur ile bu yazıyı yazıyor olamazdım. Canım, çok teşekkür ediyorum sana...
Yazımı yazmaya başladığımda, her yemek yazısının üzerine yazdığım kadar kısa bir paragraf yazmayı planlamıştım. Ama görüyorumki yazdıkça yazasım geliyor. Bir şekilde konuyu bağlamam lazım :) Bir blogum olduğu için çok ama çok mutluyum ve bu güzel hobimi uzun yıllar devam ettirebilmek hayalindeyim. Umarım başarılı olurum. Bu yazıyı okuma sabrını gösteren herkesi çok ama çok seviyorum.. Kendinize iyi bakın ve iyiki varsınız.
Not: Muhteşem makaron fotoğrafı çok sevgili arkadaşımız Ahmed'in objektifinden. Bloguma zaman zaman şahane fotoğraflar ve
nefis bir makarna tarifi kazandırdığı için kendisine de çok teşekkür etmek istiyorum...
Yorumlar
Yorum Gönder