Kayıtlar

GEZİ ve FOTOĞRAFLAR etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fallout: New Vegas – %100 Türkçe Yama

Resim
Menü ve Görevler  % 100 Görev Açıklamaları  % 100 Notlar  % 100 Terminaller  % 100 Diyaloglar  % 100 Altyazılar  % 100 Bu yama  OyunÇeviri Ekibi  tarafından adına hazırlanmıştır. -Yama Update 7 (1.4.0.525) ile uyumlu hazırlanmıştır. -Ultimate Edition ile uyumludur. -Yamayı kurduktan sonra oyunu Launcher.exe’den başlatıp Veri Dosyaları’nı tıklayın, ardından FalloutNV-TR.esp’nin yanındaki kutucuğu işaretleyin. -Oyun içinden Altyazıları açmayı unutmayın. NOT: Yama bazı modlarla sorun çıkarabilir.  Yamanın Türkçeleştirdiği içerikler: -Fallout New Vegas -Caravan Pack -Classic Pack -Mercenary Pack -Tribal Pack ÖNSÖZ Bu RPG oyununu Türkçeye kazandırmanın hazzını yaşıyorum. Özellikle geniş evrene, ve derin hikâyeye sahip Fallout gibi bir oyunu çevirmek, şahsım adına gurur verici bir olay. Oyunculukta üst boyut olduğuna inandığım Rol Yapma oyunları her zaman ilgimi çekmişti. Çizgisel olmayan oynanış, farklı yollardan gidebilme, değişik stratejiler geliştirebilme, konuyu şekillendirebilme özelli

Minik Bir Erdek Rehberi

Resim
MERAKLISINA ERDEK NOTLARI :) Efendim biliyorsunuz, bilmiyorsanız da şimdi öğrendiniz :) benim babam Erdek’li… Yani bende Erdek’li oluyorum bu durumda. Benim gibi İstanbul’da doğmuş ve İstanbul’da yaşayan kişiler için çok sancılı bir soru vardır; “nerelisiniz?” :) Bu soru, o kadar ucu açık bir sorudur ki, mutlaka uzun bir muhabbet açar, muhabbet etmek istemediğiniz bir kişi sorduysa da vay halinize :) Çünkü bu soruya verilen; “İstanbulluyum” yanıtı karşı tarafı asla kesmez, devamı gelir. “Nasıl yani, e babanız nereli, köken neresi, kütük nerede?” vs. vs. Dolayısı ile ben kendimi bildim bileli bu soruya aynı fiks yanıtı veririm; “ben İstanbul doğumluyum ama babam Erdek’li, dolayısı ile bende Erdek’liyim”… T abi bu sözleri okuyunca bu yanıtı zorla verdiğimi aslında İstanbulluyum demek istediğimi ama mecburen Erdek’liyim dediğimi sanmayın sakın. Tam tersi… Ben tam bir Erdek aşığıyımdır, göğsümü gere gere gururla söylerim bunu :) Erdek’e karşı beğenilerimde taraflıdır haliyle, çoğu insanın

Yedigöller Gezisi / Kasım 2010

Resim
PASTORAL SENFONİ… Biliyorsunuz Kurban Bayramı bu yıl denk geldiği günler itibariyle herkes için aynı zamanda uzun bir tatile vesile oldu :) Benim için; bu bayram biraz buruk geçti, çünkü hemen hemen tüm akrabalar şehir dışında idi. Bayram ziyaretlerimiz sadece iki gün sürdü :( Bir günde anne babaları bize davet ettik, oldu üç gün, bitti gitti :) Buna rağmen planımızı değiştirmedik, tatilimizi uzatmadık, sadece iki günlüğüne Yedigöller’e gittik. B ilenler bilir, bende romantizm sıfırın altındadır, hiç anlamam :) Hele çoğu kişiye romantik gelen, kırmızı güller, mumlar vs. bırakın romantik hissettirmeyi, kahkaha ile güldürür beni. Çok az şey beni büyüler, dilim tutulur, midemde kelebekler uçuşturur… Onları da bilmesi gereken kişiye düzenli aralıklarla -başa kakma yöntemi ile- hatırlatırım. :) Y edigöller; benim, içimdeki romantizm hissini tam anlamı ile tavan yaptıran bir yer oldu. Her dakikasında ayrı büyülendiğim, nefesimin kesildiği adeta dilimin tutulduğu bir doğa harikası… Yedigöller

Reşadiye'de Hafta Sonu - Eylül 2010

Resim
2010'un SON YAZ KEYİFLERİ... İstanbul’da, artık yazın son günlerini yaşıyoruz, hatta sonbaharı da iyiden iyiye hissetmeye başladık. Evimizde teras keyfi bu yıl için, hemen hemen sona erdi, akşamları üşünüyor çünkü. Her yıl, havalar ısınmaya başladı mı biz Gökay’a ufaktan yerleşmeye başlarız, fırsat buldukça hafta sonlarını orada geçiririz :) Havalar tekrar soğumaya başladığında ise bizim evin sezonu açılır, film geceleri, dizi geceleri yaparız, patlamış mısır eşliğinde. Geçenlerde Gökay; “havalar soğuyor, kışlık mekana geçmeden -yani bizim evi kastediyor :)- gelinde son bir kez keyif yapalım” dedi… Bu yıl leyleği havada görüp, sık sık tatile çıkınca Reşadiye’yi epey ihmal etmiştik, hemen kabul ettik tabi bu daveti :) Gökay’dan ve mini çiftliğindeki :) yaşantısından zaman zaman söz ediyorum size , dikkatli okuyucular hemen hatırlayacaklardır. Her gittiğimizde beyler bahçe ile uğraşırken, biz hanımlar mutfak kısmı ile ilgileniyoruz. Özellikle ben, bahçeden topladığım sebzeler ile mez

Büyük Ada - 18.09.2010

Resim
GÖZÜMÜZÜN NURU ADALAR; BÜYÜK ADA... Büyük Ada’da dolaşmanın şimdi tam mevsimi, tam zamanı… Ne sizi bunaltan ve bir an önce gölgelere kaçmanıza yol açan kızgın güneş var ne de üşüten ve gezinizi yarıda bırakmanıza neden olacak bir serinlik. Lokum gibi lokum :) İster bisiklete binin, ister yürüyüş yapın, meraklıysanız bol bol fotoğraf çekin. Her yer, her detay ayrı bir obje burada. Büyük Ada’nın; insana huzur veren sokaklarında, baktığınızda; “burada yaşayan ölmez herhalde” :) dedirten ya da o güne kadar bir satır bile karalamamış birini şair edebilecek güzellikte şahane evler var… Sokaklarda keyfi kaçıran tek şey, faytonların daha doğrusu atların malum ürünlerinin kokusu :) Onu da gülü seven dikenine katlanır diye sineye çekeceğiz :) Kısacık bir sürede ulaşılan, İstanbul’dan kilometrelerce uzaktaymışsınız hissi yaşatan, mis gibi havası, bozulmayan dokusu, kendine has güzellikleri olan; Adalarımız, biz İstanbullular için gerçekten bulunmaz bir nimet… Yüzlerce fotoğraf içinden seçebildiği

Erdek / 20-22.08.2010

Resim
2010'un SON TATİLLERİ :) Bu yıl leyleği havada gördük demiştim değil mi? :) Gerçekten öyle… Temmuz ayında neredeyse hiç İstanbul’da olmadığımız yetmiyormuş gibi, Ağustos ayında da üç gün kaçıverdik bizimkilerin yanına. Hem onlar mutlu oldu hem biz… Bu kez sadece Erdek ile sınırlı da kalmadık, Ocaklar, Narlı, Turanköy hepsine gittik, hepsinde denize girdik. Ama hala favori denizin neresi derseniz; Erdek ve bahçemizin bulunduğu; Gedeve bölgesi. İyi ki fotoğraflar var diyorum; her tatil dönüşü, aklına estikçe açıp bakmak, insanın memleketine olan özlemini biraz olsun dindiriyor. :) Hele havaların serinlemeye başladığı bugünlerde sıcacık fotoğraflara bakmak çok keyifli… Fotoğrafların tamamını büyük halleri ile görmek isterseniz; EN GÜZEL ANI ’ya bakabilirsiniz…

Kıbrıs - Mavi Köşk

Resim
KAÇAKÇININ KÖŞKÜ... Kıbrıs tatili sırasında gezme fırsatı bulduğumuz ve her detayı ile beni çok çok etkileyen bir mekan; Mavi Köşk. O kadarki, tatilden döndüğümüzden beri herkese uzun uzun anlatıyorum, size anlatmazsam olmaz değil mi? :) Sevgili Yaşar’a bizi Mavi Köşk’e götürdüğü için ayrıca teşekkür etmek isterim. ***** Mavi Köşk; Makarios’un avukatı ve Orta Doğu’nun en büyük silah tüccarı; İtalyan asıllı Rum olan Pablo Pavilides’in evi. 1956 tarihinde yapılmış, Girne – Güzelyurt dağ yolu üzerinde, Orta Doğu Teknik Üniversitesi yakınlarındaki Çamlıbel köyünde bulunuyor. Mavi Köşk; evin yapıldığı yıllardaki teknolojiyi ve imkanları düşününce sizi kelimenin tam anlamı ile hayrete düşürüyor, az sonra anlatacağım detaylar eminim sizi de çok şaşırtacak. Köşk; şu anda askeri bölgede yer alıyor, girişi nizamiye’den yapıyor ve kimlik bilgilerinizi veriyorsunuz. Giriş ücreti; 2 TL. Bahçesini ve havuz bölümünü tek başınıza dolaşabilirsiniz ama evin içinde sizi aynı zamanda asker olan bir rehber