Kayıtlar

Mart, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fallout: New Vegas – %100 Türkçe Yama

Resim
Menü ve Görevler  % 100 Görev Açıklamaları  % 100 Notlar  % 100 Terminaller  % 100 Diyaloglar  % 100 Altyazılar  % 100 Bu yama  OyunÇeviri Ekibi  tarafından adına hazırlanmıştır. -Yama Update 7 (1.4.0.525) ile uyumlu hazırlanmıştır. -Ultimate Edition ile uyumludur. -Yamayı kurduktan sonra oyunu Launcher.exe’den başlatıp Veri Dosyaları’nı tıklayın, ardından FalloutNV-TR.esp’nin yanındaki kutucuğu işaretleyin. -Oyun içinden Altyazıları açmayı unutmayın. NOT: Yama bazı modlarla sorun çıkarabilir.  Yamanın Türkçeleştirdiği içerikler: -Fallout New Vegas -Caravan Pack -Classic Pack -Mercenary Pack -Tribal Pack ÖNSÖZ Bu RPG oyununu Türkçeye kazandırmanın hazzını yaşıyorum. Özellikle geniş evrene, ve derin hikâyeye sahip Fallout gibi bir oyunu çevirmek, şahsım adına gurur verici bir olay. Oyunculukta üst boyut olduğuna inandığım Rol Yapma oyunları her zaman ilgimi çekmişti. Çizgisel olmayan oynanış, farklı yollardan gidebilme, değişik stratejiler geliştirebilme, konuyu şekillendirebilme özelli

Cevizli Ay Kurabiyeler...

Resim
Öncelikle blogumu daha sık güncelleyeceğimi söylediğim halde yapamadığım için özürlerimi belirtmekle başlamak istiyorum söze. Geçtiğimiz hafta tekrar üniversitedeki dil k ursuma başladım. Bu tam zamanlı bir kurs değil, daha çok gramer üzerine sıkıştırılmış dersler alacağım, artık Çince karakterlerle sıkı sıkıya boğuşma zamanım geldi. Bundan sonra biliyorum ki çok zorlanacağım, ama bir yandan da daha çok Çince tarifi daha hızlı çevirebilecek olmanın çoşkusu var içimde. Bunlardan birisi, Çin'in en sevilen en ünlü tatlılarından birisi olabilir mesela. Yanda resmini gördüğünüz tatlı, her pastane ve markette, her restoranda mutlaka bulabileceğiniz çok ama çok lezzetli bir tatlı, "yumurtalı tart". Ben hemen hemen her market seferimde bir tane alıp afiyetle mideme indiriyorum. Dışında milföyden bir çanak, içinde krem brüle'ye oldukça benzeyen bir krema var. Türkiye'ye döndüğümde bu tarifi çok arayacağımdan eminim, o nedenle mutlaka öğrenip arşivime almalıyım. Burada da m

Tefal ActiFry Etkinlikleri #1

Resim
Bloguma her yazı yazdığımda aslında az da olsa heyecanlanıyorum. Hani sanatçıların; "yıllar geçsede her sahneye çıktığımda dizlerim titriyor" demesi gibi :) Ama bazı yazıları yazarken özellikle çok heyecanlanıyor, defalarca yazıp yazıp siliyorum :) İşte bu yazı da benim için öyle... Bir önceki yazıda anlattığım gibi, hafta sonu Tefal ActiFry sayesinde nefis bir gün geçirdik . Günün sonunda ortaya harika bir fikir atıldı; "Tefal Actifry Etkinlikleri" ve hepimiz bu fikre bayıldık. Hatta diğer etkinlikler gibi her ay bir konu belirleyerek bunu düzenli hale getirmeye karar verdik. Sevgili misscilek (bu arada bir isim bu kadarmı sevimli olur, yazarken bile hoşuma gidiyor; çilek...) etkinliğin ilk ev sahibi olmamı önerdiğinde önce küçük bir şok yaşadım, sonra "tabiki" dedim. O anda diğer arkadaşlara üç dört saniye gelen süre bana abartmıyorum beş dakika gibi geldi. Çünkü bu güne kadar; "ya layıkı ile yapamazsam, ya sunum kısmı istediğim gibi olmazsa, ya ba

Tefal ActiFry Etkinliği

Resim
YİNE GÜZEL BİR GÜN :) Evet, başlık her zamanki gibi anlatacaklarımın bir cümle ile özeti... Cumartesi günü, Tefal sayesinde yine çok keyifli bir gün yaşadım. Hani güzel bir söz vardır, üst üste bir kaç kez güzel yerlere gidip, keyifli zaman geçirince, "leyleği havada gördüm bu yıl" deriz. İşte benim için de 2009 güzel etkinlikler ve eğlenceler anlamında tam anlamıyla leyleği havada gördüğüm bir yıl olarak geçiyor :) ve bu durumdan çok memnunum, aman nazar değmesin :) Güzellikler Uno ile başladı, keyifli kahvaltılar, geziler, eğlenceli aktiviteler yapıyoruz Uno ile. Sevgili Ayşem ve Atilla bey sayesinde, birbirinden güzel, dünya kadar Softbowl kalıbım oldu ve mutfakta bir çok yeni deneme yapıyorum oyuncaklarım ile :) Geçtiğimiz haftalarda posta kutuma düşen, sevgili Zümrüt hanımın davet mektubu ile Tefal de hayatıma eğlenceli bir giriş yapmış oldu :) -Sizlerle tanışmak, sohbet etmek, yeni ürünümüzü tanıtmak ve birlikte eğlenceli bir aktivite yapmak istiyoruz. diyordu Züm

Çin Usulü Patlıcan Kızartması...

Resim
Aslında bu yazımda farklı şeylerden bahsetmeyi planlamıştım ama, sabah gözümü tipik buğulu-sisli Çin sabahına açınca, halet-i ruhiyem de aniden değişti. Bundan daha iyi ortam olamazdı sanırım; ekranımın tam arkasında, karşı kıyıları sislerin arasında yokolmuş göl, üzerinde elindeki uzun çubuğuyla suyun dibini iterek yavaş yavaş yol alan Çinli balıkçıyla, tam bir masal diyarındaydım sanki. Elimde de geçen gün yaptığım bir Çin tarifi varken haydi değerlendireyim dedim. (Makineyi bulup resmini çekene kadar balıkçıyı kaçırdım :) ) Buraya ilk taşındığımız zamanlarda, vaktimizi ve benliğimizi, kendi eski yaşamımıza uyarlama konusunda çılgın bir çabamız vardı. Yiyeceklere, içeceklere önyargılıydık ve tabii insanlara karşı da. Yeni şeyler denemek ilginç gelse de kendi öz yaşamımızda halen eski alışkanlıklarımızı yürütüyorduk. Ama zamanla her şey yavaş yavaş değişti. Evde ara sıra yeşil çay ya da çiçek çayları demlemek, radyodan yükselen Çin ezgilerine kulak kabartmak çok huzur verici şimdi. İş

Mısır Unlu Kurabiye

Resim
UN KURABİYESİ KIVAMINDA... Mısır ekmeğinin tadı hala damağımda iken, bu kurabiyenin tarifini görür görmez yapmaya karar verdim :) Son yaptığım mısır ekmeğinden dolayı, bu aralar mısır unu ile o kadar barışığım ki, hangi tarifin içine girse süper olacak gibi hissediyorum. Bu kurabiye bu anlamda benim hızımı biraz kesti diyebilirim, yani mısır unu her girdiği yeri çok farklı bir hale getirmiyormuş :) Kurabiye, çok lezzetli idi, başlıktada dediğim gibi un kurabiyesi gibi, yumuşacık ve deyim yerinde ise bulgur bulgur ağızda dağılan bir kıvamda oldu. Tat olarak, ben mısır unu tadını hissetmedim içinde ama genel olarak beğendiğim bir kurabiye oldu. Çay daveti sofralarında, sade kurabiye çeşidi olarak çok hoş bir ikram olabilir, özellikle üzerine fındık serper yada bir parça nutella veya reçel sürerseniz gerçekten harika oluyor. Hazır pastane kurabiyelerine de benziyor tadı. Son olarak kurabiyeyi, yaptığınız gün tüketmenizi öneririm, ertesi gün fazlası ile yumuşuyor :) Kurabiyenin tarifi Sn.

Rus Salatası...

Resim
Dün itibariyle Türkiye'ye gitmeme tam üç ay kaldı. Aslında eskisi kadar gün saymıyorum çünkü burası benim evim. Çin'i ve Çinliler'i öylesine benimsemişim ki, artık sanki içlerinden biriymiş gibi karışıyorum aralarına. Şu an için gün sayma sebebim daha farklı. Hani hatırlarsanız kızkardeşime bir pasta yapmış ve bebeği gelene kadar oradaki minik kediyle oyalanmasını söylemiştim. Artık kediciklerle oynama zamanı sonra erdi; şimdi kızkardeşim kendi bebeğini bekliyor ve iki ay sonra kısmetse oğlunu kucağına alacak. Yeri gelmişken buradaki bebekler ve anneleri hakkında bir kaç satır yazmak isterim. Çin'de çocuk yapmak yasalar gereği sadece "1" evlat ile sınırlandırılmış olduğundan, kadınları olabildiğince geç çocuk sahibi olmayı tercih ediyorlar. Ama benim anlayamadığım, bu kadar beklenen hamilelik, neden hakettiği heyecan ve coşkuyu alamıyor. Elbette kendi içlerinde çok mutlu olduklarına şüphe yok ama ne demek istediğimi şimdi anlayacaksınız. Çin'de kadınlar

Akşam Yemeği Sofrası

Resim
FATOŞ'UN LEZZETLİ SOFRASI... Hafta sonu eşimle çok şık ve çok lezzetli bir sofraya konuk olduk. Blogumu düzenli takip edenler, bazı isimlere artık aşinalar. Fatoş gibi, Ahmed gibi :) Fatoş, çok eski bir arkadaşım -artık yılını söylemekten çekineceğim kadar- ve paylaştığımız çok anı, birbirimizden öğrendiğimiz çok şey var. Benim, -hani şu çok beğendiğiniz, sofralarım, sofra aksesuarlarım var ya- işte onların temelidir Fatoş. Evlenmeden önce bekar yaşadığı evinde bile, birbirinden güzel tabaklar, bardaklar kullanır ve ikramlarını çok şık yapardı hep. Benim bir alışveriş merkezine girdiğimde, hiç bir yere bakmadan doğruca Paşabahçe ve Mudo'ya girmemin ve hiç bir şey almayacak bile olsam, "acaba yeni neler gelmiş?" diye şöyle bir bakınmamın da temelleri yıllar önce Fatoş tarafından atılmıştır. "Mutfakta sadece kek, kurabiye yapılmaz, aynı zamanda yemek de pişirmek gerekir" şeklindeki fırçaları :) sonunda işe yaramış ve beni yemek de yapabilir hale getirmiştir :)

Fok Balığı Kurabiye...

Resim
Bu raya yavaş yavaş bahar gelmeye başladı, bu da demek oluyor ki biricik oğlumun doğum günü de yaklaşıyor. Henüz anlayacak yaşta değil hala, acaba bir doğumgünü partisi hazırlasam mı hazırlamasam mı karar veremedim. Ama yine de ufak tefek denemelerle bir arşiv hazırlıyorum. Şeker hamuruyla süslenen kurabiyelerin o muhteşem görüntüsüne her ne kadar bayılsam da bu tarz üç boyutlu hayvanlar daha kolayıma geliyor. Aklımda bir kaç çeşit şey daha var, belki onları da gerçeğe dönüştürebilirsem henüz karar veremediğim partide onlara da yer vereceğim. Bu arada Çin yemeği denelerim başladı, iki akşam önce üç çeşitlik bir yemek hazırladım bile. Ama mutfağım savaş alanına döndü :) Çinlilerin yemek hazırlama tarzları bizimkinden farklı. Öyle sabah kahvaltıdan sonra pişirilip, akşama tekrar ısıtılıp yemek üzere kenara alınmıyor. Anında pişirilip sıcak olarak servis yapılıyor. Sebzelerin yarı pişmiş olarak beklemesi onların pörsümesine ve yemeğin kararmasına sebep oluyor. Hem ondan hem de akşam saatl

Hünkar Beğendi

Resim
TÜRK MUTFAĞI KLASİKLERİNDEN... İşte uzun zamandır,denemelerini yaptığım ve arşivimde mutlaka yer almalı diye düşündüğüm bir tarif daha. Benim gibi, Türk mutfağı lezzetlerine düşkün, patlıcan olsunda nasıl olursa olsun, ama közlenmiş olursa daha iyi olur :) diyenler için bir başyapıt... Hünkar beğendi; eğer dışarıda yemek yiyorsak ve bulunduğumuz yer lezzetlerine güvendiğim bir yer ise menüdeki ilk tercihim olur her zaman, çok severim kendisini :) Evde yapmaya karar verince, internette biraz araştırdım önce ve çok güvendiğim bir sitenin tarifini hemen denedim. Sonuç benim için hayal kırıklığı oldu, çünkü yemeğin beğendi kısmındaki un ve süt miktarı çok fazla idi. Yerken patlıcan tadı hiç alınmıyordu, sanki başamel sos yiyormuş hissi veriyordu. Bende bir cesaretle, kendi ölçülerimi oluşturdum, "e nede olsa bunca zamandır bir yemek blogu hazırlıyorum, azıcık hakkım var bir şeyler üretmeye:)" diye düşündüm. İyikide düşünmüşüm, ortaya çıkan lezzet beni çok mutlu etti, gerçek bir h

Meksika Fasulyeli Patates Salatası, Resimsiz Paket Pizzalar...

Resim
Geçtiğimiz hafta çarşamba günü, yine "bir Alman, bir Türk, bir Fransız..." diye başlayan fıkraları aratmayacak çeşitlilikte ülkelerden oluşan dostlarım bendelerdi. Hatırlarsanız geçen yıl bu zamanlar bir grubu misafir edip, Türk sofrasından lezzetler ikram etmiştim. Bu yıl yine temel olarak aynı grup olmak üzere, yeni gelenlerle beraber, Türk damak tadından da örnekler vererek bir davet verdim. Burada hemen hemen herkes en az ayda bir, ya doğumgünleri bahanesiyle ya da sadece birlikte olmak istedikleri için, davetler veriyorlar. Bunlar genelde akşamüstü kahvesi oluyor ve davetlere neredeyse hiç tuzlu tatlar eşlik etmiyor. Bu nedenle biraz da bencillik yapıp bu sefer kendi davetimde tuzlu tatlara ağırlık verdim. Menüyü saymadan önce biraz konuyu yine Çin mutfağına döndürmek istiyorum, Çin mutfağı meraklılarına haberim var, sevgili eşim dün Şangay'dan dönerken bana harika bir kitap almış, içinde Çin mutfağının en temel yemeklerinin yapılışları var. Çok şükür bu sefer deli

Akşam Yemeği Sofrası

Resim
DOSTLUK SOFRASI... Eşim ve ben dostlarımızla, arkadaşlarımızla zaman geçirmeyi, onları evimizde ağırlamayı yada birlikte gezmeyi çok severiz. Arkadaşlarla yapılan en basit aktiviteler bile yanlız olana göre daha zevklidir bizim için. Çok lüks bir tatil yerinde yanlız olmaktansa, basit şirin bir pansiyonda arkadaşlarımız ile birlikte olmakta daha güzeldir... Hele bu arkadaşlar artık hayatınızın bir parçası olmuş, size kardeşiniz kadar yakın dostlar ise. Geçen akşam da bizim için böyle bir akşamdı. "Hadi bu akşam bizde yemek yiyelim, yeni bir şeyler deneyelim" dediğimizde, bunun anlamı "ben herşeyi hazırlayana kadar siz salonda keyfinize bakın, ben sizi çağırırım" değildi; - haydi, mutfağa giriyoruz. - evet salatayı kim yapıyor? - patlıcanları kim soyar? - ben sofrayı kuruyorum. - ekmek tahtası nerdee? şeklindeki diyalogların mutfakta çınlaması, kahkahaların havada uçuşması demekti. Bir saatte hazırlanan cici bir sofra, Of'lu bir beyefendinin :) usta elleri değmiş