Kayıtlar

ANA YEMEKLER etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fallout: New Vegas – %100 Türkçe Yama

Resim
Menü ve Görevler  % 100 Görev Açıklamaları  % 100 Notlar  % 100 Terminaller  % 100 Diyaloglar  % 100 Altyazılar  % 100 Bu yama  OyunÇeviri Ekibi  tarafından adına hazırlanmıştır. -Yama Update 7 (1.4.0.525) ile uyumlu hazırlanmıştır. -Ultimate Edition ile uyumludur. -Yamayı kurduktan sonra oyunu Launcher.exe’den başlatıp Veri Dosyaları’nı tıklayın, ardından FalloutNV-TR.esp’nin yanındaki kutucuğu işaretleyin. -Oyun içinden Altyazıları açmayı unutmayın. NOT: Yama bazı modlarla sorun çıkarabilir.  Yamanın Türkçeleştirdiği içerikler: -Fallout New Vegas -Caravan Pack -Classic Pack -Mercenary Pack -Tribal Pack ÖNSÖZ Bu RPG oyununu Türkçeye kazandırmanın hazzını yaşıyorum. Özellikle geniş evrene, ve derin hikâyeye sahip Fallout gibi bir oyunu çevirmek, şahsım adına gurur verici bir olay. Oyunculukta üst boyut olduğuna inandığım Rol Yapma oyunları her zaman ilgimi çekmişti. Çizgisel olmayan oynanış, farklı yollardan gidebilme, değişik stratejiler geliştirebilme, konuyu şekillendirebilme özelli

Balık Sofrası

Resim
BALIKLA BALIK YENİR :) Bu sözü çok seviyorum. Kim icat etmiş ise ağzına, fikrine sağlık. :) Ve tam da bu söz nedeniyle balık sofrası kurmayı da çok seviyorum. Bu sezon balığın hakkını veriyoruz çok şükür, neredeyse hafta da iki kez yiyoruz. Arkadaşlarımızı da davet ediyoruz sık sık. Çünkü balık sofrası kurmak çok zevkli benim için. Ortaya bir salata, yanına söğüş soğan bitti gitti. :) B u sofrada o şekilde kurduğum sofralardan biri, hafta içi toplam bir saatte hazırlanan bir sofra oldu kendisi. Salatanın yanına tost makinesinde ızgara yaptığım renkli biberler ve kabak vardı. Birde maydanozlu peynir ile hazırladığım minik kanapeler. Hepsi bu :) Ama ne demiştik, yavaş yavaş bloga dönüyoruz, basitte olsa tarifsiz de olsa sofralara devam :) B alık olarak genellikle levrek tercih ediyoruz ama ne balık yaparsak yapalım fırında yapıyoruz, kızartma neredeyse hiç olmuyor bizim evde. Balıkları hafif yağlanmış tepsiye dizip, içine üzerine defne yaprakları serpiyorum. Patates, havuç ve halka soğan

Ülkü ve Aytaç ile Hafta Sonu Keyfi

Resim
MUTLU ve ÇALIŞKAN ARILAR GRUBU :) Blogumu takip edenler, hatta sıkı takip etmeyip arada bir göz atanlar bile Ülkü ve Aytaç’ı tanıyor eminim… Biz bir araya geldik mi inanılmaz mutlu olan, birlikte yaptıkları her şeyden çok keyif alan, Aytaç’ın esprileri ile karnımıza ağrılar girinceye kadar gülen bir grubuz :) Zaman zaman Ülkü’nün bizler için hazırladığı sofraları , bizim onlar için hazırladığımız sofraları paylaşıyorum sizlerle. Hatta geçen yaz, bütün bir gün uğraşıp bloguma süper tarifler kazandırdığımız bir sofrada hazırlamıştık . Beyler gecenin on birine kadar bekleyip, risottolu, puteneska salatalı bir menü ile karşılaşınca isyan bayrağını çekip epey mızıldanmışlardı ama olsun, biz memnunuz bu durumdan ilk fırsatta tekrar yapacağız böyle bir etkinlik :) Ülkücüğüm şimdiden aklında tarifler biriktirmeye başlamış benim için :) L akin bu hafta sonu beyler kazandı; “blogluk sofra istemiyoruz” diye kazan kaldırdılar. Hep beraber girdik mutfağa, Cumartesi akşamı; etli, mantarlı dürüm ve

Köfteli İslim Kebabı

Resim
YAZ GELDİ, PATLICAN BAŞKÖŞEYE YERLEŞTİ… :) Gerçektende öyle, bendeki bu patlıcan sevdası; bitmez, tükenmez :) Blogda şöyle bir istatistik yapmaya kalksam patlıcanlı tarifler açık ara öne çıkar sanırım. K öfteli islim kebabını; Tavuklu Mantar Dolması tarifinde söz ettiğim üzere Selahattin Abi ile birlikte hazırladık. Daha doğrusu ben malzemeleri hazırladım, tüm yoğurma, pişirme işlemlerini o yaptı. Sadece malzemeleri verip, gerisini tarif etme konusu, Kurabiye eğitimleri nedeniyle fena alışkanlık yaptı bende :) yardımcısız çalışamaz oldum artık :) İ slim kebabının orijinali parça et ile yapılıyor. Ancak internette şöyle bir dolaşınca neredeyse et ile yapılan tarif yok gibi, herkes köfteli yapmış… Ve bu şekilde bence de çok daha lezzetli ve hafif oluyor… Tarifler hemen hemen aynı ancak ben hepsinin lezzetinin farklı olduğunu düşünüyorum çünkü bana göre her kadının köftesinin lezzeti başkadır. “Aynı malzemeler bile olsa, elin hatta evin lezzeti geçer köfteye” der annem, haklıdır da… Köft

Limonlu Tavuk

Resim
ASLINDA LİMON AROMALI, KÖRİLİ, BİBERİYELİ TAVUK :) Aynen öyle! :) Lokantalardaki uzun isimli yemeklerden buda, hani şu tüm malzemeleri adında geçen… Hatta; “limon, köri, biberiye, yoğurt marineli tavuk” demek daha doğru olur. Çünkü pişirme kısmı basit, asıl anlatılması gereken; marine malzemeleri. H afta sonu Ülkü ve Aytaç bizdeydi. Uzun, güzel bir kahvaltı yaptık, detaylarını paylaşacağım en kısa zamanda. Beyler ambargo koydu bu kez, mutfağa girmek yasak diye :) Oysa bütün günün, mutfakta yeni denemeler ile geçmesi gibi haince planlarım vardı. :) Ülkü’ye dedim ki; “madem bugün mutfakta çok zaman geçiremiyoruz, o zaman sen söyle ben yazayım, yeni yemekler, tarifler ver bana” Malum, Sebzeli Bonfile Kulesi medyada pek yer aldı. Onun ayarında yeni tarifler eklemek lazım :) Ülkü tam bir fikir fabrikası. Hani “bir dokun bin ah işit” derler ya, Ülkü için; “bir dokun bin fikir işit” diyorum ben :) Yazdıklarımın haricinde birde mutfağa girip, hızlıca akşam yemeği için hazırladıklarımız var. Li

Etsiz Nohut Yemeği

Resim
KIŞ YEMEKLERİ SEZONU AÇILDI :) Bezelye Yemeği ni yayınladığımda uzun uzun anlatmışım aslında… Evlenene kadar, annemin klasik, etli, kıymalı, soğanlı yemeklerine alışkın ve herkes gibi, tek yöntemin; “annemin yaptığı gibi” olduğunu sanan kişilerdendim :) Eşimin annesini tanıyınca fikrim değişti, yemeklerin soğansız yapılabileceğini ve gayet de lezzetli olduğunu öğrendim kendisinden. Eşimin damak tadı da soğansız yemeklere alışkın olduğu için, haliyle onun sevdiği gibi yapmaya başladım. Önce bezelye, ardından yeşil mercimek, patates yemeği derken bir süredir nohut da soğansız pişmeye başladı bizde. Önceleri benim için çok fark etmiyordu, soğanlı da, soğansız da yiyordum ama artık durum değişti, şimdi bende soğanlı yemeklerden hoşlanmıyorum :) Aynı durum; “acı” içinde geçerli… Evlenene kadar, ağzıma acı sürmez, annemin yemeklerinde azıcık acı olsa gayet şımarıkça; “yiyemiyorum, kusura bakma” derdim. Acı olarak yiyebildiğim tek şey; çiğ köfte idi, o da “gülü seven dikenine katlanır” misali

Kremalı Mantarlı Bonfile

Resim
İKİNCİ BAŞ YAPIT :) Sebzeli Bonfile Kulesi’ni yayınlarken; “baş yapıt” kelimesini kullanmıştım ve hala da arkasındayım. O nedenle, bu yemeğe; ikinci baş yapıt diyorum :) Bu yemek; son zamanlardaki en gözde yemeğim, ölçüleri göz kararı ve yaparken uydurma aşamasına bile geçtim o derece çok yaptım yani :) Sebzeli Bonfile Kulesi ’ne göre yapımı çok daha kolay, biraz da bu yüzden gözdem diyebilirim. Hafta içi işten gelince, eşim ve kendim için yapıveriyorum hemen, yanına birde yeşil salata, oldu bitti. Çok özendiğim ağır misafirlerim içinde yapıyorum ve yapımı çok zor olmadığı halde; iş sunum aşamasına geldiğinde sofranın gözdesi oluyor bir anda :) Kremalı mantarlı sos; dört kişi için bol bol yetiyor, fotoğrafta görüldüğü gibi bol soslu bir yemek oluyor. Ama ben sosu aynı ölçüler ile pişirip, sekiz kişi de ağırladım. O zaman sosu; servis yaparken her bir parça etin üzerine, birer kaşık kadar koyup, paylaştırabilirsiniz. Mantarı haşlayacak zamanınız yok ise; konserve mantarda kullanabilirsi

Sebzeli Bonfile Kulesi

Resim
ANA YEMEK OLARAK BİR BAŞ YAPIT! Başlık çok iddialı değil mi? Ama başlığımın yani tanımlamamın sonuna kadar arkasındayım :) Bu yemek gerçekten olağanüstü bir şey, fevkaledenin fevkinde. Yerken gözlerinizi kapatıp, bambaşka dünyalara yolculuğa çıkıyorsunuz :) Resmen mutlu oluyorsunuz, çikolata yerken olduğu gibi. Hani kırk yılın başı çok lüks bir restorana gider ve menudeki en havalı yemeği seçersiniz, yemek önce görüntüsü ile büyüler sizi, kesmeye, yemeye kıyamazsınız, sonra ilk lokmayı aldığınız da, tadına bayılır ve diğer lokmaları çok ağır ağır yersiniz, bitmesin diye… İşte bu yemeğin bende yarattığı hisler aynen bu, umarım bu tarz şeyleri yemek yerken sadece ben hissetmiyorumdur, kendimi çok yalnız hissederim sonra :) Hatta biraz daha ileri götüreyim, ben bu tarz yemekleri dışarıda yediğimde bunlar asla evde yapılamaz, sadece profesyonel mutfaklarda, usta aşçılar tarafından yapılabilir sanırdım :) Özellikle; ufak bir ayrıntı gibi görünen ama benim için çok önemli olan, üstündeki kre

Baklava Yufkasında Levrek

Resim
ÇOK PRATİK ve ÇOK ŞIK BİR DAVET YEMEĞİ... Madem haftayı Risotto gibi sosyetik bir lezzet ile açtık, öyle devam edelim derim :) Ülkü'nün Kahvaltı Sofrası 'nı yayınlarken; şöyle bir cümle kurmuştum belki hatırlarsınız; " Bana her buluşmamızda; kek, kurabiye yapma artık, farklı şeyler ekle bloga, safranlı, buğdaylı risotto, karamelize soğanlı baklava yufkasında biftek filan yap, ben vereyim sana farklı tarifler” diye fırça atıyor :) En kısa zamanda bizim evde bir atölye çalışması yapacağız, Ülkü ve ben pişireceğiz, eşim fotoğraflayacak, sonra güzel bir sofra kurup, hepsini yiyeceğiz"... İşte o gün Şef Serkan Bozkurt nasıl olmuş ise bizi duymuş ve fikirlerimizi çalmış :) Palm Yağı Etkinliği 'nde; "bugün sizlerle baklava yufkasında karamelize soğanlı levrek ve mantarlı risotto pişireceğiz" demez mi? :) Biz de ne yapalım, çaresiz hafta sonu yapacağımız atölye çalışmasında ufak değişiklikler yaptık, ana yemek olarak; "Bonfile Kulesi" yapacağız mesela.

Kadınbudu Köfte

Resim
CANCAĞIZIM SANA BAŞKA İSİM BULAMADILAR MI? :) Türk mutfağında komik yemek ismi pek çoktur, ilk aklıma gelenler; dilber dudağı, hanım göbeği, vezir parmağı ve hatta karnıyarık :) Ama bu kadınbudu hakikaten çok komik yahu :) Aslında, yeni nesil aşçılarımız bu konuda epey çaba sarf ediyor; sigara böreğine; rulo börek, kadınbudu köfteye; pirinçli köfte diyenler var ama sanırım bunun oturması uzun yıllar alacak. Babam anlatmıştı; Erdek’te bir sokak varmış; oturanların neredeyse tamamı eşi vefat eden hanımlardan oluştuğu için adı; “Dullar Sokağı” :) sonradan belediye yakışmadığını düşünüp, adını bir çiçek ismi ile değiştirmiş ama nafile… Yeni isim, sadece bir tabeladan ibaret, oturanlar ve postacı dahil herkes için orası hala; Dullar Sokağı… Sanırım mutfağımızın klasikleşmiş tarifleri için de bu geçerli, bu köfte çok uzun yıllar daha bizim için; kadınbudu köfte :) Kadınbudu köfte; yine annemi mutfağa sokup, tepesine dikilerek :) birlikte hazırladığımız bir tarif. Çünkü –her şeyi olduğu gibi

Etli Karnıyarık

Resim
SAKINCALI GÜZEL 2 :) Karnıyarık tarifi verirken; bu tabiri kullanmıştım; sakıncalı güzel… Ama o zamanlar patlıcan hakkındaki bilgilerim çok yetersizdi, içinde nikotin var sanıyordum, hiçbir besin değeri yok sanıyordum, sırf çok sevdiğim için deyim yerinde ise hamallık yaparak yiyorum sanıyordum :) ama öyle değilmiş :) Ve bir patlıcan delisi olarak çok memnunum bu duruma. Bu bilgiler, bir gerçeği değiştirmiyor ne yazık ki, bu yemek hala; “sakıncalı güzel” çünkü patlıcanları, misler gibi, cazır cuzur kızartılarak yapıldı :) Yaklaşan yaz günleri için oldukça ağır bir yemek bu aslında, özellikle öğle yemeğinde ve yanında cacık ya da ayran ile birlikte yerseniz, öğleden sonra işyerinde fena halde uykunuz gelip, çalışmakta zorlanabilirsiniz, haberiniz olsun :) Sonra; “Müge, madem biliyordun, niye uyarmadın demeyin. :) En güzeli akşam yemeğinde ve yalnızca bir tane yemek… Son olarak, sözlerimi alışılageldiği üzere bir övgü ile bitireyim; patlıcan ile arası gayet soğuk olan eşim, bu karnıyarığ

Karnıyarık

Resim
SAKINCALI GÜZEL :) Karnıyarık; arşivimde mutlaka olması gerek diye düşündüğüm klasik bir tarif. Hanımların çoğunun bildiği, bilmeyenlerin de annelerinden öğrendiği :) İnternete girip, tarifini arayan olurmu bilemiyorum ama söylediğim gibi ben tüm klasik Türk mutfağı yemeklerinin arşivimde olmasını istediğim için, annemin tarifini, benimde ufak tefek eklemelerde bulunduğum, şekliyle yayınlamak istedim. Yemeğin tek kusuru, patlıcanın kızartılması :( Aslında ızgarada közleyerekte yapılabilir. Babamın yaptığı gibi patlıcanları çiğden ama çok kısık ateşte pişirerekte... O nasıl olur ? derseniz, patlıcanları ağzı kapalı derin bir tencerede çok az yağ ve su ile çok kısık ateşte (çay demler gibi) pişiriyor. Sonra ortalarını yarıp, iç malzemeyi koyuyor ve biraz su ile, çok az bir süre fırında pişiriyor. Bu arada, Domatesli Pilav 'dan sonra bir tarif daha oldu, babacığımdan blogda :) Benim fikrim ise; bu yemeğin en güzel halinin, en sakıncalı yapıldığı versiyonu :) Patlıcanın kendine has kek

Etli Biber Dolması

Resim
YAZ MEVSİMİ NİMETLERİNDEN :) Biber dolması, blogumun arşivinde mutlaka olması gerek diye düşündüğüm tariflerden biri. Pek çok hanımın gözü kapalı yaptığı, ama benim gibi canı klasik yemekler çektiğinde, annesini telefonda bir saat esir edenler için ! internet ortamından küçük bir destek :) Geçen hafta canım etli biber dolması çektiğinde önce kendi kendime inanamadım :) Çünkü dolma, tıpkı diğer sebze yemekleri gibi, annemin sürekli yaptığı, ortalama iki hafta da bir pişirilen bir yemekti evimizde. Düzenli olarak sırası gelirdi yani :) mevsimine göre, örneğin yaz ise; fasulye, patlıcan, kabak, semizotu vs. gibi... İşten gelince anneme; "yemekte ne var? diye sorup, "etli dolma" yanıtını alınca, hafifçe burun kıvırır, "eh iyi bari" derdim :) Şimdi, yıllar sonra bir kez daha anlıyorumki, insan elindeki değerlerin, elinde iken değerini bilemiyor gerçekten. Evde sürekli, taze pişmiş sebze yemekleri olması, evli değilken çok normal bir şeymiş gibi görünse de, evlendikt

Hünkar Beğendi

Resim
TÜRK MUTFAĞI KLASİKLERİNDEN... İşte uzun zamandır,denemelerini yaptığım ve arşivimde mutlaka yer almalı diye düşündüğüm bir tarif daha. Benim gibi, Türk mutfağı lezzetlerine düşkün, patlıcan olsunda nasıl olursa olsun, ama közlenmiş olursa daha iyi olur :) diyenler için bir başyapıt... Hünkar beğendi; eğer dışarıda yemek yiyorsak ve bulunduğumuz yer lezzetlerine güvendiğim bir yer ise menüdeki ilk tercihim olur her zaman, çok severim kendisini :) Evde yapmaya karar verince, internette biraz araştırdım önce ve çok güvendiğim bir sitenin tarifini hemen denedim. Sonuç benim için hayal kırıklığı oldu, çünkü yemeğin beğendi kısmındaki un ve süt miktarı çok fazla idi. Yerken patlıcan tadı hiç alınmıyordu, sanki başamel sos yiyormuş hissi veriyordu. Bende bir cesaretle, kendi ölçülerimi oluşturdum, "e nede olsa bunca zamandır bir yemek blogu hazırlıyorum, azıcık hakkım var bir şeyler üretmeye:)" diye düşündüm. İyikide düşünmüşüm, ortaya çıkan lezzet beni çok mutlu etti, gerçek bir h

Yaz Türlüsü

Resim
MEVSİM GÜZELLEMESİ :) Bir yemeğin ismi bu kadar mı doğru olur? Türlü; çok doğru bir tanımlama :) İçine ne istersen, ne kadar istersen ekle, neyi daha çok seviyorsan, onu daha fazla ekle, olsun sana türlü. Sizi bilmem ama ben bu türlü işini çok sevdim :) Havalar ısındığından beri, mümkün olduğunca zeytinyağlı sebze yapıyorum, en çok da zeytinyağlı taze fasulye . Uzun zamandır canım imam bayıldı istiyor ama tek başıma yiyeceğim için hep erteliyorum yapmayı. Geçen gün marketten, kendime imam bayıldı yapmak için patlıcan, eşim için taze fasulye, hadi bulunsun diye bir kaç tane kabak, biber vs. aldım. Nedense çok çalışkan hissettim kendimi, eve gideceğim ve çeşit çeşit yemekler yapacağım :) Tabi eve gidip de sauna kıvamında mutfağa girince, bırak iki çeşit yemeği aklım direk karpuz-peynire kaymaya başladı :) İşte o anda aklıma gelen fikir; hem benim hem de eşimin severek yiyeceği bir yemek; türlü. Daha önce hiç yapmamıştım ama olsun, artık doğaçlama yeteneğim iyice gelişti. Üstelik eşimden,

Tavuklu Karnıyarık

Resim
İSTER TAVUKLU, İSTER KIYMALI, HER HALİ GÜZEL... Madem, artık yemek pişirebiliyorum :) yada en azından yaptıklarım eşim tarafından beğeniliyor, blogun yemek arşivi kısmını biraz zenginleştireyim istiyorum. Hazır yazda geldi, pasta, kurabiye, börek ne kadar az yesek o kadar iyi, hem pazarlar, marketler çok cazibeli sebzeler ile doldu, değerlendirmek lazım öyle değilmi? Bu aralar sık sık, neredeyse gün aşırı zeytinyağlı taze fasulye pişiriyorum, bolcada bezelye. Hatta buzluğada hatırı sayılır miktarda bezelye koydum şimdiden. Önümüzdeki günlerde, barbunya, taze fasulye ve menemenlik de hazırlayacağız annemle. Hatta belki pandispanya dosyası gibi, Müge'nin buzluk dosyası bile hazırlayabilirim :) Yok, yok o kadarda değil :) Herkesin bildiği şeyleri yazacak kadarda kendini bilmez değilim. Tavuklu karnıyarık; yazın en sevdiğim yemeklerden biri. Kıymalı yemekler ile çok aram olmadığı için, eski çalıştığım şirketteki aşçımız yapmıştı bana özel:) O gün bugündür sık sık yapar ve bayıla bayıla

Bezelye Yemeği

Resim
ETSİZ, SOĞANSIZ BEZELYE OLUR(MUY)MUŞ... Evet, olurmuş. Mutfakta hiç bir şey tabu değilmiş, yemekler böyle yapılır, şu konmazsa bu yemek olmaz gibi bir şey yokmuş :) Annem, artık yemek yapmayı öğrenme zamanımın geldiğini düşündüğünde, "bütün sıcak yemekler, aşağı yukarı aynıdır" dedi. "Önce soğanları kavurursun, kıymalı yada etli yapacaksan, eti eklersin, sonra salçayı, sebzeyi, suyunu, tuzunu vs.." pişirdin gitti. Tüm sebzeler içinde, birer örnek yapmıştık birlikte. Sonrada zeytinyağlı yemekler yaptık, onlarında pişirilme sırası hemen hemen aynı idi. "Tamam, oldu bu iş, yemek yapmaya ne varmış" demiştim. Ama öyle değilmiş, annelere nacizane tavsiyem, kızlarınıza yemek yapmayı nişanlı iken öğretin yani evleneceği erkek ve nasıl yemeklerden hoşlandığı belli olduktan sonra... Öncesi zaman kaybı :) Benim evliliğimde, ilk altı ay "-sen yemek yapmayı bilmiyorsun, -bu yemek olmamış, -soğanlı bu, - salçası az olmuş." gibi cümleler ile geçti, özene bezene

Çıtır Kase içinde Et Sote

Resim
ÇOK AMAÇLI CİPS HAMURU :) Başlık bütün yazıda anlatmak istediğimin kısa bir özeti, Hafta sonu misafirlerim için, çok abartıya kaçmadan, çorba, ana yemek ve pilavdan oluşan bir menu hazırlamak istedim. Çok fazla çeşidin olduğu sofralarda nezaketende olsa her çeşidin tadına bakıldığı için, tatlar birbirine karışır gibi gelir bana. Lezzetli ama az çeşit olan sofralardan daha çok keyif alırım. Menu için bir hafta boyunca düşündüm :) Aklımda fikirler uçuşup, sürekli yer değiştirdi. Sonunda sade bir et sote yapmaya ve yemeği farklı bir şekilde sunmaya karar verdim. Lezzet dergisinin eki; Güzel Şeyler'de yer alan "Çıtır kase içinde sebzeli et" tarifindeki çıtır kaseyi yaptım. Tarifte; hamurdan bir kase hazırlanmış ve yemek içine doldurularak servis edilmişti. Ben aynı ölçüler ile yedi kase yaptım. Sonuç, beklediğimden çok daha güzeldi. İçindeki malzemeler nedeniyle, lezzetli bir hamur olacağını tahmin ediyordum ama ev yapımı bir cips elde edeceğimi hiç düşünmemiştim. Bu tarifi

Lahana ve Yaprak Sarması

Resim
HER DAMAK TADINA UYGUN SARMA... Blogumda fazla ana yemek yer almamasının nedenlerinden biride sevgili kayınvalidem biliyorsunuz. Sağolsun, ailedeki tüm bireylerin damak tadına uygun şekilde yemek pişirir. Bildiğimiz bir köfte harcından, maydanoz yemeyenler, biber yemeyenler, soğan yemeyenler diye ayırıp, herkes için ayrı ayrı hazırlar. Aynı şekilde sofrada her zaman 3-4 çeşit salata olur, kimisi biber yemez, kimisi havuç, kimisi soğan vs.. vs.. liste uzar gider. Ben yemek seçmenin yasak olduğu bir ailede büyüdüğüm içinde açıkçası eşim ve kardeşlerinin bu tavırları bana çok şımarıkça gelir, üzülürüm kayınvalidem için. Hiç unutmam, çok küçükken bir gün sofrada yemek yiyoruz ve kardeşim, arnavut ciğerini sevmiyor, sevmemek ne kelime yutamıyor zavallı:( Birden sofrada ağlamaya başladı, Babam "Ne oldu ?" deyince "Yutamıyorum" demişti. Babam da "O zaman ablanında seninde bir yemek yememe hakkınız var, sen seçimini ciğer'den yana yaptın" demişti. Bende illa b

İftar Sofrası 2007 - (6)

Resim
2007'nin SON İFTAR SOFRALARINDAN... Ramazan ayının sona ermesine sadece bir kaç gün kaldı, içimde sonuna gelmiş olmanın hüznü olmakla birlikte, evli olarak geçirdiğimiz bu ilk Ramazan ayını dolu dolu yaşamış olmanın verdiği huzurlu bir mutluluk var. Hayallerimdeki sofraları kurdum , bazen eşimle baş başa bazende dostlarımızla ama hep sevdiklerimle bir arada mutlu iftar sofralarına konuk oldum . Kısacası bu Ramazan ben çok mutlu oldum. Bu sofralardan bazılarını sizlerle paylaştım, çok daha fazlasını ise kimi zaman iftar telaşından resimleyemediğimiz için yayınlayamadım. Ramazan başlamadan günleri kararlaştırılmış iftar davetlerimiz vardı, pazar günü bunlardan birini gerçekleştirdik. Eşimin dayısı ve ailesini, kayınvalidemler ile birlikte iftara aldık. Bu iftarda her zaman olduğu gibi kendim hazırlanmak, az çeşitle de olsa kendi yaptığım yemekler ile soframızı kurmak istemiştim. Ama benim gökyüzündeki meleklerin, yeryüzüne yansımış hali olduğunu düşündüğüm kayınvalidem, son zamanlar

İzmir Köfte

Resim
DOMATES SOSU YATAĞINDA KEYİF YAPAN KÖFTELER... Eminim bu yemeği lokantada yiyecek olsaydık, mönüyü elimize aldığımızda bu tarz bir isimle karşılaşırdık. Hatta daha da uzun. "Çeşnili domates sosu yatağında, patates ve sos ile süslenmiş, baharatlı köfteler" gibi... :) Ama biz süper bayanlar, eşlerimiz "ne yemek yaptın bu akşam?" diye sorduğunda, sadece "Hiiç, İzmir Köfte" diyoruz. İzmir köfte benim köfte yemekleri içinde en sevdiğimdir, sosuna taze ekmeği bandırarak yemek ise apayrı bir keyif. Yemeği yapmaya başlarken aslında köfteleri çanak şeklinde yapıp, sadece üstüne patates rendesi koyacaktım ama gerçek bir patates sever olan eşime bu kadarı yetmeyecekti. Bende her köftenin altına bir dilim patates koydum. Birde bu yemeğin köftelerin üzerinde kavrulmuş ıspanak olanını yemiştim ki kesinlikle tavsiye ederim, ama eşim ıspanak yemediği için bu fikirde olamadı, hatta rendelediğim patatesi yeşil gıda boyası ile renklendirsem nasıl olur acaba diye düşündüm, so