Fallout: New Vegas – %100 Türkçe Yama

Resim
Menü ve Görevler  % 100 Görev Açıklamaları  % 100 Notlar  % 100 Terminaller  % 100 Diyaloglar  % 100 Altyazılar  % 100 Bu yama  OyunÇeviri Ekibi  tarafından adına hazırlanmıştır. -Yama Update 7 (1.4.0.525) ile uyumlu hazırlanmıştır. -Ultimate Edition ile uyumludur. -Yamayı kurduktan sonra oyunu Launcher.exe’den başlatıp Veri Dosyaları’nı tıklayın, ardından FalloutNV-TR.esp’nin yanındaki kutucuğu işaretleyin. -Oyun içinden Altyazıları açmayı unutmayın. NOT: Yama bazı modlarla sorun çıkarabilir.  Yamanın Türkçeleştirdiği içerikler: -Fallout New Vegas -Caravan Pack -Classic Pack -Mercenary Pack -Tribal Pack ÖNSÖZ Bu RPG oyununu Türkçeye kazandırmanın hazzını yaşıyorum. Özellikle geniş evrene, ve derin hikâyeye sahip Fallout gibi bir oyunu çevirmek, şahsım adına gurur verici bir olay. Oyunculukta üst boyut olduğuna inandığım Rol Yapma oyunları her zaman ilgimi çekmişti. Çizgisel olmayan oynanış, farklı yollardan gidebilme, değişik stratejiler geliştirebilme, konuyu şekillendirebilme özelli

Yedigöller Gezisi / Kasım 2010

Yedigöller Gezisi - blog36

PASTORAL SENFONİ…
Biliyorsunuz Kurban Bayramı bu yıl denk geldiği günler itibariyle herkes için aynı zamanda uzun bir tatile vesile oldu :)
Benim için; bu bayram biraz buruk geçti, çünkü hemen hemen tüm akrabalar şehir dışında idi.
Bayram ziyaretlerimiz sadece iki gün sürdü :(
Bir günde anne babaları bize davet ettik, oldu üç gün, bitti gitti :)
Buna rağmen planımızı değiştirmedik, tatilimizi uzatmadık, sadece iki günlüğüne Yedigöller’e gittik.

Bilenler bilir, bende romantizm sıfırın altındadır, hiç anlamam :) Hele çoğu kişiye romantik gelen, kırmızı güller, mumlar vs. bırakın romantik hissettirmeyi, kahkaha ile güldürür beni.
Çok az şey beni büyüler, dilim tutulur, midemde kelebekler uçuşturur…
Onları da bilmesi gereken kişiye düzenli aralıklarla -başa kakma yöntemi ile- hatırlatırım. :)

Yedigöller; benim, içimdeki romantizm hissini tam anlamı ile tavan yaptıran bir yer oldu. Her dakikasında ayrı büyülendiğim, nefesimin kesildiği adeta dilimin tutulduğu bir doğa harikası…
Yedigöller; yeryüzünde yer alan cennetlerden biri, Allah’ın bize bir lütfu adeta…

Yedigöller Gezisi - blog30

Eşimin ve Selahattin Abi’nin tecrübeleri ve titiz çalışması sonucu Yedigöller’e bir yıl içinde gidilebilecek en doğru zamanda gittik diyebilirim.
Yapraklar henüz dökülmeye başlamıştı.
Etraf; kahverengi, turuncu ve yeşil renklerinin tüm tonları ile boyanmıştı.
Rüzgar estiğinde yaprakların kar gibi üzerimize yağması olağanüstü idi.

Henüz hiç araba geçmediğinden, yapraklar ile kaplanmış yolda ilerlerken, araba yaklaşınca yaprakların içinden uçan, limon büyüklüğündeki kuşlar düşünün mesela…
Her şey; gerçekten bir masal gibiydi!

Yedigöller Gezisi - blog33

Yedigöller’e gidiş epey bir zahmetli. Özellikle anayol bitip, 25 km.lik orman yoluna girdiğinizde, çile başlıyor diyebilirim.
Hele de benim gibi yolda midesi tutan biri iseniz :(
25 km.lik yolu neredeyse yürüme hızı ile tamamlıyorsunuz. Yolun genişletilmeyip, düzenlenmeyişinin nedeni; çok fazla insan gelsin istememeleriymiş. Ne diyebilirim, saygı duyuyoruz :)!!

Yol ile ilgili; işte “şuradan giderseniz şu kadar km.” ya da “yol üstünde şunlar bunlar var” gibi, çok fazla teknik bilgi vermeyeceğim, internette bu konu ile ilgili çok detaylı bilgiler veren, güzel gezi siteleri mevcut.

Sadece size bir kaç öneride bulunabilirim;
Gidiş yolu olarak genellikle; Yeniçağa, Mengen üzerinden gidilmesi öneriliyor. Bu yol belki etrafın güzelliklerini izlemek anlamında çok keyifli ama yolu neredeyse üç kat uzatmış oluyorsunuz.
Yani diğer yöntem olan; Bolu batı çıkışından çıkıp, biraz Ankara yönüne devam ettikten sonra henüz Bolu'yu terk etmeden kuzeye doğru ayrılan yoldan gitmek çok daha mantıklı. Yol daha az virajlı ve daha kısa sürüyor.
Nispeten daha konforlu bir yolculuk mu yoksa rüya gibi bir yolda yolculuk mu, kararı size bırakıyorum.
Araç olarak; mutlaka araziye uygun, yüksek bir araç ile gitmenizi öneririm. Hem sizin mide sağlığınız hem de aracınızın sağlığı açısından :)

Yedigöller Gezisi - blog1

Etrafınızdaki muhteşem güzelliklere rağmen, zorluğu nedeniyle; bir an önce yol bitsin istiyorsunuz.
Hele de yol bitip, karşınızda büyüleyici güzelliği ile Büyük Göl’ü görünce, “keşke buralara uçarak gelebilme şansım olsaydı” demeniz işten bile değil :)

Işık değiştikçe, göldeki yansımalarında dakika dakika değiştiği, yaprakların gölü tamamen kaplayarak kara ile bir olduğu, rüya gibi bir yer burası…

Yedigöller Gezisi - blog6

Yolunun zorluğundan mı bilemiyorum ama Yedigöller -neyse ki- çok kalabalık değil.
Herkesin elinde mutlaka bir fotoğraf makinesi var, burası; fotoğrafa gönül verenlerin buluşma noktası gibi…
Kalabalık olsa bile; deyim yerinde ise; “gürültü” yok. Herkes birbirine ve doğaya saygılı…
Sessizliğin en önemli faktörü; Yedigöller’de telefonların çekmemesi…
Artık, sinemada bile insanların telefonlarını kapatmadığı şu günlerde, etrafta hiç telefon zili sesi duymamak öyle huzur veriyor ki…

Yedigöller Gezisi - blog11

“Niyetimiz 14 Kasım Cumartesi günü Yedigöller bölgesini yaşamak, fotoğraflamak, akşam Bolu'da otelimizde kalıp, ertesi gün Mudurnu, Göynük Taraklı üzerinden dönmekti. Yol uzayınca Yedigöller'e varışımız saat 14:00'ü buldu. Günlerin kısalmış olması ve bölgenin bir vadi içinde yer alması nedeniyle hemen karanlık çöktüğünden bu tabiat harikasını yeterince yaşayamadığımızı hissedince, hemen B planı'na geçip ertesi gün de buraya tekrar gelmeye karar verdik.”

Bu paragraf; Selahattin Abi’nin blogundan bir alıntı…
Ayak İzleri grubu ile gerçekleştirdikleri gezileri, Picassa albümlerinde toplayıp, fotoğrafları minik notlar ile süslüyordu ne zamandır.
Kendisine; “seni okumak çok keyifli ama tadı damağımızda kalıyor, lütfen bir blog aç, yazılarını doya doya okuyalım” diye baskı yapıyorduk uzun zamandır.
Baskı sonuç verdi :)
Artık keyifli bir gezi ve fotoğraf blogu daha var; “Selahattin Tuncay”… Haberiniz olsun…

Yedigöller Gezisi - blog27

Selahattin Abi’nin de dediği gibi; bu doğa harikasını görünce, Mudurnu gezimizi iptal ettik ve ertesi gün tekrar Yedigöller’e geldik.
Böylelikle doya doya Yedigöller’i yaşamış olduk. Günübirlik Yedigöller gezisi gerçekten çok yorucu olur ve deyim yerinde ise ömrünüz yollarda geçer o nedenle bizim yaptığımız gibi Bolu konaklamalı bir gezi planlamanızı öneririm.
Yedigöller içinde Orman Bakanlığı’na ait bungalovlarda var ama aldığımız duyumlara göre en az bir yıl önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyormuş ve fiyatları gerçekten abartılıymış. Bilginiz olsun…

Yedigöller Gezisi - blog48

Beyler fotoğraf çekme bahanesi ile ortadan kaybolunca, Serpil Abla ile hazırladık piknik soframızı. Sağ olsun, o da nefis şeyler hazırlamıştı, çok zengin bir soframız vardı ilk gün…
“Bu ortamda insan peynir ekmek yese, dünyanın en lezzetli şeyi gibi gelir” dediğinizi duyar gibiyim…
Gerçektende öyle.
Sanki bir yağlıboya tablonun içinde oturuyor gibisiniz burada, fon müziğiniz ise kuş cıvıltıları…

Beyler karınlarını doyurur doyurmaz, ok gibi kalktılar sofradan. Meğer akılları geldiğimiz yoldaki güzelliklerde kalmış. “Gün batmadan tekrar gidelim” dediler.
Açıkçası göreceğimiz şeyler ne kadar güzel olursa olsun, bize göl kenarında sakince oturup, çay içerek sohbet etmek daha cazip geldi.

Yedigöller Gezisi / Kasım 2010 (2) from hunerlibayanlar on Vimeo.

Aşağıda; yalnızca fotoğraf çekmeyip, videoya da kaydetmişler, böylelikle bende sizlerle canlı canlı paylaşabileceğim bu güzellikleri…
Özellikle Selahattin Abi’nin manzara karşısında kendinden geçip, arabanın kapısı açık olduğu halde; “devam, devam” demesi bizi çok güldürdü… Eminim sizinde hoşunuza gidecek…

Yedigöller Gezisi - blog47

Akşam Bolu’da Yurdaer Mutfak Sanatları Merkezi’inde konakladık. Daha önce defalarca yemek yemek için uğradığımız bu mekanı konaklama içinde gönül rahatlığı ile öneririm sizlere.
Odalar tertemiz, hizmet güzel, fiyatlar uygun.

Yemekler ise birbirinden güzel, özellikle spesiyalleri olan vişneli yaprak sarma ağzınızda krema gibi eriyor… Keşli erişte, tereyağlı patates ise şahane…

Yedigöller Gezisi - blog49

Selahattin Abi’nin değişmez yemeği; Kaz eti… İncecik lavaş ekmeğine önce pekmez sürüp, ardından pilav ve kaz eti ile dürüm yapıyorsunuz ve mutlaka elle yiyorsunuz… :)

Yedigöller Gezisi - blog45

Ve benim değişmez yemeğim; Yurdaer usulü Hünkar Beğendi… Et sotesinde aynı zamanda mantar ve sivri biber de var ve krep ile birlikte servis ediliyor. En kısa zamanda evde de denemek istiyorum bu yemeği…

Yedigöller Gezisi - blog42

Yedigöller Gezisi - blog34

Ertesi gün Yurdaer’de kahvaltımızı yapıp, tekrar Yedigöller’e doğru yola çıktık. Bu kez tecrübeli olduğumuz için Yeniçağa yolunu kullanmadık ve nispeten daha rahat bir yolculuk yaptık.

Yedigöller Gezisi - blog46

Güneşinde etkisiyle iyice güzelleşen göllerin çevresinde uzun uzun yürüyüşler, öğleden sonra sucuk-ekmek, akşamüstü çay keyifleri yaptık…

Yedigöller Gezisi - blog41

Uzun ve zor! bir inişin ardından ulaşılan; Dilek Çeşmesi…
Zaten Yedigöller ve Yedigöller içinde ulaşmak istediğiniz her şey biraz zahmetli.
Ama sonuç her zaman bu zahmete fazlasıyla değiyor…



Fotoğrafların tamamını, büyük halleri ile görmek isterseniz; Flickr’da oluşturduğum albümü gezebilir ya da aşağıdaki slide show ile izleyebilirsiniz…


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fallout: New Vegas – %100 Türkçe Yama

Girne Amerikan Üniversitesi ile Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de oku!

FileViewPro 2013 1.5.0 Türkçe Full Tam indir