BİR İFTAR DAVETİ HİKAYESİ...Aslında bu sofra; sekizinci iftar daveti sofram... Diğerlerinde, eşim arkadaşlarını yada akrabalarını görünce fotoğrafı filan unutup, sofranın başına yerleştiği için, kayıtlara geçemedi :)
Cumartesi akşamı, çok sevdiğimiz arkadaşlarımızı ağırladık iftarda... Sofrada ne tasarım anlamında yenilik ne de farklı özel bir çeşit olmamasına karşın, yayınlamak istememin nedeni ise başka...
Dertleşmek istedim sizinle... İlerde kendi blogumda gezinip, geçmişi anarken de bu geceyi hiç unutmamak için :)
Hatırlarsınız; Ramazan'a sayılı günler kala
hazırlıklara başladım. Davet listelerimi oluşturdum, haberleşmelerimi yaptım. İlk on beş gün, neredeyse gün aşırı misafir ağırladım. Hepsinde de elimden geldiğince başarılı olduğumu düşünüyorum.
Ama bu cumartesi, en argo tabir ile; patladım :(
Yani hafta içi iftarlarım da bile, bu kadar çuvallamamıştım... Hatta normal günlerde, iki saat önce arayıp, "akşam size geliyoruz" diyen misafirlerimde bile :(
Bu cumartesi, gelen arkadaşlarıma hem lezzetli hemde çok şık sunumlu şeyler hazırlamak istedim. Günler öncesinden, kitap, dergi, blog incelemeleri yaptım :) Neler yapacağıma karar verdim. Cumartesi olduğu için de çook vaktim var, rahat rahat yaparım diye düşündüm.
Evdeki hesap çarşıya uymadı ama...
Saat onbir gibi mutfağa girdim. Zeytinyağlı yaprak sarma'nın
içini hazırladım, hayatımdaki ilk sarmam olduğu için sanırım, iki sıra sarmayı, yaklaşık iki saatte bitirdim :)
Köfteli çorba için, minik minik köfteler hazırladım (buda yaklaşık bir saat sürdü) ama sıra çorbayı yapmaya gelince, evde havuç ve kereviz yaprağı olmadığını farkedip,
domatesli şehriye çorbası yapmaya karar verdim. (minik köfteler dolaba :)
Krep bohçası içinde
biberli tavuk, yapacağım için, krepleri hazırlamaya başladım, bazılarının şekillerini beğenmediğim için, sürekli yeni krep hamuru hazırladım :( Krepleri de bir kenara koydum.
Mısır ekmeği üzerinde kırmızı biberli kanapeler hazırlayacaktım, tarifi yarım ölçü hazırlayınca, tutturamadım, hazırladığım biberli karışımda pidelerin üzerinde kanape oldu :(
Muffin kaplarında, tek kişilik
perde pilavı yapacaktım, normalde tavuk göğüs eti hiç almadığımız için, akıl etmemiş ve kasaptan almayı da unutmuşuz,
mantarlı dereotlu pilav yapmaya karar verdim, mantarları haşladım, süzerken rengi ve tadı hoşuma gitmedi, sonuç; son yirmi dakikada zar zor yetişen; sade pirinç pilavı :(
Gözüm sürekli saatte, jet hızı ile geçiyor sanki. Saat altı buçuk gibi, sinirimden ağlamaya başladım.
Eşim ve kuzeni, oynadıkları oyuna ara verip, mutfağa merhaba demeye gelmişler, hem de merak etmişler altı yedi saattir, kimbilir neler çıkmıştır ortaya diye :)
Oysa benim elimde sadece;
Domatesli Şehriye Çorbası
(Actifry'da yaptığım) Renkli Biberli Tavuk
Sade Pirinç Pilavı
Zeytinyağlı Yaprak Sarma
Közlenmiş Kırmızı Biberli, Peynirli Kanape
Domates Soslu Kızartma var.
Fırın poşetinde, biberiyeli patates yapacaktım, o moral bozukluğu ile unutmuşum. Basit bir yeşil salata bile yok....
İmdaattt !!
Nasıl ? Yüreğiniz şişti değil mi okurken, bir de beni düşünün...
Buraya kadar ki kabusun, tek iyi yanı başladı o anda; "Sofrayı biz kuralım, sende salata yap" dediler. Bir servisi demo olarak hazırlayıp :) mutfağa geri döndüm. Yanlız masayı kuranın doktor olduğu nasıl da belli oluyor, demo istemeyi akıl edip, bu jilet gibi sofrayı kurabilen kaç erkek tanırsınız :) Yıkanıp, alelacele doğranan salata, bohça haline gelemediği için bir kenarda duran krepler, darmadağınık bir tezgah ve çalan zil.... Yapacak bir şey yok, misafirleri karşılama ve eldekilerle ağırlama zamanı...
***
"En azından, tatlıya karar verip, bir gün önceden yapmışsındır, durumu kurtarmıştır biraz" mı dediniz ? Bu süper gece'nin ! tatlısını açıklıyorum; üzerine, dr.oetker beyaz çikolata sosu ile, Cici'nin yapıp getirdiği, kakaolu kek !!! Şu ana kadar olmasa bile, bu kısımda kahkahayı patlattınız, itiraf edin :)
***
Arkadaşlarımın o akşam "ya bu kızın bir de yemek blogu var, daha önceki gelmelerimizde, annesine falan yaptırdı, herşeyi herhalde" diye düşündüğüne eminim :)) Tabi bu işin sulu şaka kısmı. Hepsi de o akşam her zamanki incelikleri ile sürekli, "her şey çok güzel, çok doyduk, ne çok şey hazırlamışsın" dediler sürekli... Sağolsunlar.
İşte böyle, yazının başında da söylediğim gibi, tamamen sizlerle dertleşmek ve o günü kayıt altına almak istedim, hep başarılı ve mutlu anlarımızı, güzel bulduğumuz tarifleri anlatacak değiliz, öyle değilmi?
***
Cumartesi akşamı ile, yoğun iftar davetleri maratonumu tamamladım sayılır, iki tane kaldı sadece. Yarın akşamdan itibaren, iadei ziyaretler başlıyor :) Fotoğraf çekmeye zaman ve fırsat olursa, konuk olduğum sofraları paylaşacağım sizlerle, bakalım, kısmet.
***
Sofrada kullanılan, yemek takımları; Karaca.... Servis tabakları ve kadehler; Mudo Concept.... Keten masa örtüsü; Çarşaf-iş (Şişli)...
Yorumlar
Yorum Gönder