Baştan söylüyorum, her ne kadar gülme işaretleri konulmuş olsa da, bu bir otuz beş yaş bunalım yazısıdır, kah somurtulmuş, kah gülünmüştür, karmaşık bir ruh hali ile yazılmıştır, "hiç çekemem şimdi" diyenler, sayfayı hızlıca kaydırıp, bu gün eklediğim, patates salatası ve kabak salatası tariflerini okuyabilir :)
Ciddi ciddi tarif sıkıntısı çekiyorum...
Dilber hala gibi; dıkandımm vallaha dıkandımm :)
Üzerimde bir atalet yok çok şükür, mutfakta bir şeyler üretilmekte...
Hep bilindik tarifler ama, çok rutin :(
Bir gün nohut, bir gün bezelye, kapuska, pazı sonra hoop dön başa liste aynen devam.
-Arkadaşlarımız duymasın, aramızda kalsın- Eskiden misafir ağırlamayı en çok blogum için severdim.
Bir sofra da; çorbasıydı, ana yemeğiydi, zeytinyağlıydı derken, üç dört yeni tarif çıkar, en az on gün idare ederdi blogumu... Şimdi öyle mi?
Genellikle daha önce yaptığım, blogumda tarifi olan yemekleri yapıyorum misafirlerime de...
Bir de; "aman canım bu da yayınlanır mı?, çok basit, herkes biliyordur bunu, kendime güldürmeyeyim şimdi insanları" sendromları varki, işte en kötüsüde bu...
Bir yemek blogcusunun, bir anlamda misyonunu tamamladığını hissettiren bir düşünce bu...
Sanki bir kaç yıl boyunca üzerinde çalıştığınız bir kitabı, tamamlayıp, yayınevine teslim ettiniz ve okuyucunun beğenisine sundunuz... Bitti göreviniz gibi...
Konuk olduğumuz sofraları da malum kış şartlarının fotoğrafa izin vermemesi nedeniyle yayınlayamıyorum :(
Örneğin yılbaşı gecesi, Necla abla o kadar muhteşem bir sofra, daha doğrusu bir ev hazırlamıştı ki bizim için, neye bakacağımı, neye iltifat edeceğimi şaşırdım.
Evin her yerini; rengarenk ışıklı, çiçekli, yepyeni bir yılı en güzel dileklerle karşılama heyecanında, bir dekorasyon ile tasarlamıştı.
Masa örtüsü, cıvıl cıvıl mumları, çeşit çeşit hazırladığı yemekleri servis ettiği tabakları, şahane çilekli pastası, her şey olağanüstü zevkli idi.
Gecenin bir vakti fotoğraf istemek geldi aklıma ama istediğimiz kareleri yakalayamadık ışık nedeniyle :(
Aslında bol fotoğraflı, şahane bir yılbaşı yazısı olabilirdi blogumda Necla abla sayesinde. Kısmet değilmiş.
Devletşah'çığım sobelemiş beni.
"2009 neden iyi geçti?" diye yazacakmışım, düşündüm düşündüm, bulamadım. Aklıma gelenleri de yazıp yazıp sildim, eşime sordum bir çırpıda sayıverdi beş madde. Ben de bir sorun var sanırım :(
Ya beklentilerim çok yüksek ve çevremde olan güzellikleri farkedemiyorum, ya da şu anda hayattan tek bir beklentim olduğu için, o olmayınca sanki iyi hiç bir şey yok gibi görünüyor bana...
Halbuki, sağlığım yerinde, huzurum yerinde, sevgi dolu bir yuvam ve huzurlu bir işim, arkadaşlarım, aile büyüklerim var, bunların her biri bile mutlu olmak için bir neden...
Neyse neyse, bu ruh halimle sizi de daha fazla bunaltmayayım :) Nasılsa bir kaç güne geçer, ben yine mutfak kuşu olur ve yeni tarifler denerim, güneş açar, bol bol fotoğraf çektiririm :) ve dönerim huzurunuza efendim :)
Yorumlar
Yorum Gönder