AZICIK ŞIMARABİLİRMİYİM SİZE ? :)Normal de hiç beceremediğim bir şey yapmak istiyorum bugün. Şımarmak...
İzin verirmisiniz ? :)
Hatırlarsanız bir ay kadar önce kısa bir otuz beş yaş bunalımına girip çıkmıştım.
Çıktım ama nasıl ? Belki inanmayacaksınız ama sizlerin sayesinde.
Yayınladığım tariflere yazdığınız birbirinden güzel yorumlar bir yana, azıcık canım sıkkın dediğim yazılarda bile, öyle muhteşem tepkiler alıyorumki sizden, ekran karşısında ağlayan, sulugöz biri oldum çıktım :)
Sabahları işyerimize geldiğimde, ilk yaptığım şey, bilgisayarımı açıp, posta kutusuna bakmak olur. Gelen yorumları okuyup, onaylar, soru sorulmuş ise eğer yanıt verir ve e-postaları okurum.
Sonra "
statcounter" sitesindeki hesabıma girip, bir gün öncesinin istatistiklerine bakarım.
Kaç kişi gelmiş?, nereden gelmiş, hangi sayfalar ziyaret edilmiş, keyifle incelerim.
Bu arada, her gün, yorumların haricinde bir kaç tane e-posta alırım.
Beni düzenli olarak, ziyaret ettiğini, artık ailesinden biri gibi gördüğünü anlatan şahane mektuplar.
- Kaç gündür yeni yazı yazmadınız ? Hastamısınız, hayırdır? diyenler...
Satır aralarından yakaladığı ip uçları ile uzun uzun yazarak derdime ortak olanlar...
Hafta sonu gelecek misafirleri için birlikte menu hazırladığımız...
Wisconsin üniversitesinde, Türkçe öğretmenliği yapan bir hanımefendinin, blogumu, öğrencileri ile birlikte derste incelediklerini öğrenmiş olmam... gibi...
Bu şekilde yazılan mektuplar ile tanıştığım, gün içinde ne var ne yok? şeklinde konuştuğum ve hatta uzun uzun dertleştiğim ama yüzünü bile görmediğim dostlarım var benim.
İstanbul'dan, Merve, Nevin, İsviçre'den Neşe, Antep'ten Naile, Avustralya'dan Nazan, Amerika'dan Nur, Ankara'dan Buket abla, Adapazarı'ndan Kevser, Denizli'den Ebru, ilk aklıma gelenler.
Yanlızca Türkiye'de değil, dünyanın neresine gidersem gideyim, çalacak bir kapım, içecek bir çayım hatta konaklayacak evlerim var benim.
Böyle bir zenginlik yok, inanın...
Bu sabah yine yorumları, mektupları okuyup, sayılarıma baktıktan sonra -her zaman olduğu gibi- heyecanla eşimin odasına gittim. Anlatmaya başladım; "biliyormusun, dün şu kadar ziyaretçim olmuş, şöyle bir mail geldi, hafta sonu şu, bu olacak" gibi. Nefes almadan, anlatıyorum :)
Eşim; "bunları bana anlatıyorsun iyi tamam da, okuyucularına anlatıyormusun?" diye sordu. Üstelik, "2009 neden iyi geçti?" sorusuna verecek yanıt bulamadığım için bir güzel fırçaladı beni, "mutlu olmak için, bundan güzel neden mi olur" dedi
O an jeton düştü bende :) "Tabi ya dedim, nasıl düşünemedim ben bunu" :)
Tam olarak ne yazacağıma bile karar vermeden, başladım pıtır pıtır yazmaya :)
Sizlere çok teşekkür etmek istedim. Hislerimi tam olarak anlatan kelimeleri bulabilirsem eğer...
Yaklaşık üç yıl önce, yeni yeni yemek yapmaya başlarken, kendime bir tarif defteri oluşturayım diye başladığım minik hobim :) sizlerin sayesinde üç yıl içinde, büyük, çok büyük bir aileye dönüştü.
Hayatımın sadece bir bölümünü paylaştığım bu blog, yine sizlerin sayesinde hayatımın en önemli bölümü haline geldi.
Sizler artık benim hayatımın vazgeçilemez bir parçasısınız, inanın buna.
Yazıyı yazmaya başlamadan önce, geçen yılın istatistiklerine bir göz attım.
En çok ziyaret edilen tariflerde; her zaman olduğu gibi, "
Havuçlu Kek" tahtını kimselere bırakmıyor :)
230 yoruma ulaşan, "
Profiterol" takip ediyor onu, üçüncü sırada ise "
Davet Sofraları" var.
"Çok basit herkes biliyordur" diye düşündüğüm, mercimek çorbası, kabak tatlısı gibi temel tarifler ise inanılmaz tıklanıyor.
Pandispanya ve
Krema dosyaları'nın gördüğü ilgi ise muhteşem ! Blogdaki link karmaşasını önlemek adına bir araya topladığım bu tarifleri, denemeyen blog sahibi dostum kalmadı gibi :)
Yorumları okudukça, nasıl mutlu oluyorum bir bilseniz....
2009 yılı boyunca, tam
"3.391.285" ziyaretçim olmuş !
Ayda ortalama
"283.000" ziyaretçi demek bu...
Üstelik 2010 yılı, bir öncekinden daha bereketli başlamış...
Ocak-2010'da,
"338.456" ziyaretçim olmuş, haydi hayırlısı :)
İzleyiciler bölümü ise;
"429" şu anda, muhteşem !
500. izleyicime minik bir sürpriz hediyem olacak, bende heyecanla bekliyorum; "kim olacak acaba ? diye. Bakalım :)
Bu söylediğim rakamlar benim için, yanlızca bir rakam değil, bütün bu kişileri tek tek gözümde canlandırmaya çalışıyorum çoğu zaman...
Hangi ortamlarda, kimler okuyor, hangi mutfaklarda benim bir tarifim yapılıyor şu an acaba? diye merak edip, tıpkı bir roman okurken, hikayedeki karaktere yüz belirlediğimiz gibi, bende okuyucularıma kendi hayal ettiğim yüzleri giydiriyorum :)
Bu yazı ile; sizlerin bana yaşattığı, üstelik her gün yaşattığı mutluluğu ve keyfi, duygularımı sizlere biraz olsun yansıtmak istedim.
Benim için ne kadar önemli ve değerli olduğunuzu bilin istedim.
İyiki bir blogum var, iyiki sizler varsınız.
Ve bilinki, bu sayede, 2009 yılı çok iyi geçti :))
Hepinizi tek tek kucaklıyor, büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpüyorum :)
Yorumlar
Yorum Gönder