Fallout: New Vegas – %100 Türkçe Yama

Resim
Menü ve Görevler  % 100 Görev Açıklamaları  % 100 Notlar  % 100 Terminaller  % 100 Diyaloglar  % 100 Altyazılar  % 100 Bu yama  OyunÇeviri Ekibi  tarafından adına hazırlanmıştır. -Yama Update 7 (1.4.0.525) ile uyumlu hazırlanmıştır. -Ultimate Edition ile uyumludur. -Yamayı kurduktan sonra oyunu Launcher.exe’den başlatıp Veri Dosyaları’nı tıklayın, ardından FalloutNV-TR.esp’nin yanındaki kutucuğu işaretleyin. -Oyun içinden Altyazıları açmayı unutmayın. NOT: Yama bazı modlarla sorun çıkarabilir.  Yamanın Türkçeleştirdiği içerikler: -Fallout New Vegas -Caravan Pack -Classic Pack -Mercenary Pack -Tribal Pack ÖNSÖZ Bu RPG oyununu Türkçeye kazandırmanın hazzını yaşıyorum. Özellikle geniş evrene, ve derin hikâyeye sahip Fallout gibi bir oyunu çevirmek, şahsım adına gurur verici bir olay. Oyunculukta üst boyut olduğuna inandığım Rol Yapma oyunları her zaman ilgimi çekmişti. Çizgisel olmayan oynanış, farklı yollardan gidebilme, değişik stratejiler geliştirebilme, konuyu şekillendirebilme özelli

16 - kıbrıstayım dedemin doğduğu topraklarda.....


Dedem mavi gözlü, zayıf, Kıbrıs'ta doğmuş Anamur'a ailesi ile göç etmiş, orta halli emekli bir adamcağızdı....biz büyürken hep Kıbrıs'a gitmek isterdi ama ekonomik durumlardan hiç gidemedi....yaşadığı yerde bütün geçmişini bırakıp çıkmak epey cesaret gerektirmiştir herhalde...hiç bilmedikleri topraklara gelmişler...ilk yıllar yaşam ve aile mücadelesi ile geçmiş olsa gerek...sonraları da cesaret edemedi belki de....

babası annesi 3 erkek ve bir de kız kardeşi ile gelmişler Anamur'a.....bir tek  Sultan nene kalmış geride....o da çocuk yaşta evlendiği için katılmamış demek ki onlara...yıllar sonra Anamur'dan annesi Kıbrıs'a kızını görmeye geri gitmiş....dokuduğu birkaç hatıra ile beraber....annesine ne sormuş biliyor musunuz Sultan nene..."anne orda da güneş aynı mı doğuyor".....eski hikayeleri dinleyince hüzünleniyor insan......

98 yılında Kıbrıs'a gitmiştim ama akrabalardan hiç kimsenin telefonu olmayınca ne tarafa benim çıkış noktam diye bakacağımı bilemiyordum.....küçükken yılbaşlarında attığımız kartlardaki adresten başka çok bilgi yoktu elimizde...2004 yılında babam amcası oğlu ile Kıbrıs'a gidip birkaç akrabaya ulaşınca bu sefer bağı koparmamaya karar verdim....insan olgunlaştıkça nereden geldiğini, köklerinin nerede olduğunu daha çok önemsiyor sanırım....

bu gidişimde sürpriz oldu Anamur'da tatildeydim....babam hadi gidelim kızım deyince hopp Kıbrıs'a gittik....Taşucu'na kadar arabayla ordan da deniz otobüsü ile Girne...

Sultan nenenin torunlarından Mehmet abi ile telefonda epey konuşmuştuk...annesinin evinin tamiratına yardım ederken elini kestirip bir operasyon geçirmesi gerekince ilk önce Lefkoşa'daki akrabalara gittik....Sultan nenenin kızı Yüksel abla...yani babamın halasının kızı...


Yüksel ablaya geldiğimizde 3 tane kız torunu ondaydı...torunlarına bakan sevgi dolu bir kadın....Salih enişte de onlara sürekli bir şeyler getirmek telaşında...bizi ağırlamak için elinden geleni yaptı sağ olsunlar.....ilk saatler biraz yabancı gibi olsak da zamanla kaynaştık....yoldan geldiğimiz için hemen bir makarna pişirdi...üzerinde rende hellim nane ve tavuk sote ile çok güzeldi...ve börülce...



Yüksel ablanın kızı çiğdem geldi...Anaokulu öğretmeni ve küçüklüğümüzde attığımız kartları ilk o hatırladı...yemekten sonra kahveler içildi, sohbetler edildi....epey hasretler giderildi.....

Kıbrıslıların ceviz macunu dediği ceviz reçelinden ikram ettiler...yanında bir bardak su ile...



daha önceden tatmıştım , ama nasıl yeneceğini bilmiyormuşum....torunlardan en küçüğü Berfin tam büyüklerimize benziyor....masmavi gözlü....yaşına göre bence çok akıllı bir kız...macunu biraz şekerini alması için suya batırıp yemem gerektiğini söyledi...:)))....Kıbrıs'ta usul böyleymiş....


akşam olunca küçük bir Lefkoşa turu yaptık ve eve gelince baktık ki Yüksel abla eski albümleri çıkarmış....çok güzeldi...eski resimlerden fotoğraf makinesi ile bende kendime kayıt aldım....yeni resimlerde çektik tabi...

 

2. gün yüksel abla "malohiya" pişirdi bize...Kıbrıs'ta ıspanağa benzeyen kokusunda birazcık kına otu kokusu ve anason bulunan bir bitki....kuşbaşı ve domatesle pişirdi ...ben çok beğendim....çiğdemin yorumundan anladığım kadarıyla tam olmuş...



2.günün sonunda akşam kızlarla ve Yüksel abla ile kağıt oynadık....gongo denen yeni bir oyun öğrendim ve 4-5 el yendim...:)))
aslında yediğin içtiğin senin olsun gezdiğin yerleri anlat derler....ama bu blogun  amacı yemek tarifleri olduğu için burdan yemekleri, facebooktanda resim ve duyguları daha çok paylaşıyorum....sanal dünyanın sosyal ortamı işte....:)))
3.ve son gün enişte bizi Dipkarpaz bölgesindeki Kuruova'ya dedemin doğduğu köye götürdü....burda alışamadığım tek şey trafiğin yönü...bir buçuk saatlik bir yolculuktan sonra köye ulaştık....babamın ilk geldiğinde tanıştığı Bayar Dayı vefat etmiş....Allah Rahmet Eylesin....çok sevilen bir insanmış...babam o geldiğinde de çok anlatmıştı....şimdide Yüksel Abla her konuşmasında göz yaşını zor tuttu....insanlar üzerinde nasıl güzel anılar bıraktıysa...ne mutlu ona ve ailesine...eşi bizim için tavuk, kabak ve salata hazırlamıştı....herşey çok güzel ve duygu doluydu....ağlamak için biraz tuttum kendimi ama bir ara gözyaşlarımı serbest bıraktım....:((





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fallout: New Vegas – %100 Türkçe Yama

Girne Amerikan Üniversitesi ile Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de oku!

FileViewPro 2013 1.5.0 Türkçe Full Tam indir