söz uçar yazı kalır
bir resim bin kelime anlatır
.....
.....
yazının ve resimlerin etkisini düşünürsek bloglarımız aslında ne kadar güçlü bir iletişim aracı...yemekler ve tatlar nasıl da evrensel...müzik gibi....
sabah sabah, severek okuduğum blog arkadaşım "caferengigül" beni aldı çocukluğuma götürdü...sobada lavaşlar hazırlamış....puf puf, yumuşacık gözleme/lavaş ne derseniz.. zamanında görmüş, aklında iz etmiş ki yapmış...maharet de var tabi...
hepimizin hatıralarında bir köşede eminim soba vardır...yaşın 35'i geçmesiyle, "eskiden " diye başlayan cümleler kurmaya başladığımıza göre...eskiden ısıtıcılar mı vardı, soba vardı...mevsimi gelince sobalar kurulur, kuzine varsa fırınında izmir köfteler pişirilir, soğan, patatesler közlenir, sabırla beklenirdi...üzerinde kestane, mantar pişirilir, çaylar demlenirdi...bir sobanın etrafında dönerdi....çamaşırlar kurutulur, banyodan sonra giyecek giysiler ısınsın diye, banyoya girmeden sobanın kenarına bırakılırdı....bu güzel soba anıları ile büyüyünce, caferengigül'de soba'yı görünce eski bir tanıdığı görmüş gibi oldum....ondandır bütün bu "eskiden muhabettim"
hatta herşeyi değerlendirmesinin bir yolunu bulan annem, biz küçükken kalan ekmekleri yeniden ıslatıp, az biraz unla yoğurup, yeniden lavaş yapardı....ziyan etmezdi hiçbir şeyi..ne sobanın geçen ateşini, nede bayat ekmekleri....annelerimiz zamanında, eskiden blog mu vardı...tarifleri bizim anılarımıza kaydetmişler ne güzel dimi...:))
bayat ekmekten hamur, galeta, köfte harcı;
artan pilavdan çorba yaparlar dimi....
peki artan mercimekli çorbadan mercimekli köfte yapar mısınız...
tabi sade mercimekli çorba olması şart, aynı yemeği ikinci gün yemek konusunda nazlı bir aileniz varsa, biraz allayıp pullayabilirsiniz...
aşağıda görünen sade mercimek çorbasının, azıcık köfte bulguru ile mercimekli köfte olarak sahnelere çıkmış hali...gayet lezzetli ve güzeldi...az olduğundan tadımlıkta oldu...şimdilik bir ölçüsü olmadığından fikir olarak paylaşıyorum sizlerle...ilk fırsatta yeni hazırlar paylaşırım...
yani konuyu sobadan alıp mercimekli köfteye bağlayan zat-ı muhtereme akdenizkızı denir....:)))
söz uçar yazı kalır
bir resim bin kelime anlatır
bir soba resmi taaaa eskilere götürür....:))))
Yorumlar
Yorum Gönder