Mert Fırat ve Açelya Devrim Yılhan'ın yer aldığı filmi geçenlerde izledim. Mert Fırat'ı daha önce Başka Dilde aşk filminde izlemiş, çok sevmiştim. Mert Fırat'ın Başka Dilde Aşk senaryosunda İlksen Başarır'a eşlik ettiğinden bu filmin senaryosuna da dokunmuştur sanıyordum lakin az önce öğrendim ki senaryo bir başkasına (Burak Göral) aitmiş. Filmin Hollywood yapımı Remember me ile karşılaştırıldığı esinlenildiği söyleniyor, bilemiyorum. Diğer filmi izlemedim lakin filmde işlenen konunun klişe olması ve defalarca filmlere konu olması normal.
Filme gelirsek...
Olcay genç başarılı güzel bir hayatı ve iyi bir ilişkisi olan genç bir kadın. Sinan ise aynı şekilde genç başarılı ve evlilik aşamasında olduğu bir ilişkisi olan adam.. Olcay bir gün sevgilisini ziyaret ettiğinde aldatıldığına şahit olur, dağıtır. Sinan ise evlilik hazırlıkları aşamasında yapamayacağını anlayıp nişanlısından ayrılır. İkili tesadüfen bir barda karşılaşır ve Sinan, Olcay'ın yakın arkadaşı Sevda'nın ofisten arkadaşı çıkar. İkili zaten ilk anda birbirlerinden etkilenir ve ortak arkadaşlarının olması vasıtasıyla da görüşmeye başlarlar. Her şey güzel giderken bir anda hayatlarını değiştirecek şeyler olur ve film akar... Çok pis anlattım di'mi? =)
Beni Unutma çiçeği oluyor o mor çiçek :)
Sinan ve Olcay'ın tanışması, flört etmesi, sevgili olup aileleriyle tanışmaları ve daha sonra yaşadıkları her şey bana biraz hızlı geldi. Film hem çok hızlı hem çok sakin hem de çok hareketliydi. Ne diyor bu kız demeyin ama durum bu. Tabii yaşanacak şeyleri daha yavaş anlatmaları için Hint filmleri gibi uzunca bir süreye ihtiyaç duyabilirlerdi haliyle normal bir durum :)
Filmin totaline baktığımızda romantik-komedi olarak devam ediyor ama ikinci bölümünde romantik-dram şeklinde devam ediyor. İşledikleri konuyu dramatize etmeyip izleyiciyi salya sümük ağlatayım kafalarında olmadıkları için sevdim. İzlerken ağlayan tabi ki çok olmuş ama ben ağlamadım sadece biraz hüzünlendim, Kore dizi-filmlerinden şerbetliyim artık :))
Mert Fırat'ın bu tarz filmlere çok yakıştığını düşünüyorum. Bu filmi de sırf Mert Fırat - Başka Dilde Aşk filminin etkisinden ötürü izledim, iyi ki de izlemişim gayet güzeldi.
Olcay'ın babası filmin şiirsel yanıydı ki bence en güzel karakterlerden biriydi kendisi. Okuduğu şiirler, kızıyla olan diyalogları ve kızını anlatışı çok naifti. Filmde yer alan
Sinan'ın Olcay'a okuduğu şiirlerden biri şöyleydi mesela:
Aldığın her nefeste içine çektiğin ben olacağım
Seni her düşündüğümde ısınacak ısınacak
Bulutlara çıkacağım.
Sonra yağmur olup yağacak üzerine akacağım…
Gündüzleri güneş besleyecek beni.. geceleriyse ay..
Her dolunayda yanında olacağım
Senin göz kapaklarından süzülüp, en güzel düşlerin olacağım.
Bazense bir kuş olacağım.. sana dalından bakan.
Bazen şirin yüzlü üzgün bir köpek yavrusu,
Bazen dimdik ayakta, koca bir çınar ağacı.
Sonbaharda yapraklarımı dökeceğim üstüne
Yazın senin gölgen olacağım…
Aldığın her nefeste İçine çektiğin ben olacağım…
Senden uzakta
Ama sana çok yakın…Şiire bakıp filmi inceleyince nasıl uyumlu filmle bütünleşmiş diyorum. Çok güzel seçim. Bu şiir filmin senaristi
Burak Göral'a aitmiş.
Filmde en en en sevdiğim sahne/replik Sinan'ın yıllar sonra eski nişanlısı biraz sıkıntılı bir tip olan Ebru ile karşılaştığında ona
"Sana bir şey soracağım... Sen hiç.. Sen hiç bana beddua ettin mi? Ettin tabii ama gerçekten ettin mi?" diye sormasıydı. Ben asıl bu sahnede duygulandım. Sinan'ın duygularını iyi anlatan basit bir cümleydi.
Velhasıl kelam fena değildi film.. Denk gelirseniz izlemenizi öneririm.
Bilgisayarımdaki filmi izleyip silme planıma devam ediyorum. Beni unutma filmi izlemek istediğim fakat fırsat bulamadığım bir yapımdı. Nihayet izledim. Bir sonraki filmde görüşmek üzere :)
Yorumlar
Yorum Gönder