Türk izleyicisinde diğer Asya dillerine karşı en büyük ön yargı Mandarin'e oluyor.
*Kimine göre baş ağrısı.
(Bunu hiç bir zaman çözemeyeceğim çok naif ve sessiz konuşulan, düz bir dil. Aslında dikkatlice dinlediğimizde tepki çıkışları bile kırılacak gibi. Tepki yönünden Tayland, Kore ve Japonya kadar kaba ve rahatsız edici değil.)
*Kimine göre ş ve ç'ler yüzünden rahatsız edici.
(Türkçe'yi bilmeyen kimseler, ş ve ç haflerini (özellikle ç) fazla kullandığımızı söylüyorlar.)
*Kimine göre Tayvan dizisi izliyor ama dili yüzünden Çin dizisi izleyemiyor.
(Aynı dili konuşuyor iki ülke.)
**Ve bunun yanında Türk izleyiciyi anlayamayan ve ironik bulan bir adet renklitirtil.
Çin dizileri bu ön yargıların etrafında bana göre harcanıyor. Çünkü Çin dizileri kemik olarak güçlü konulara bağlanmış diziler oluyor. Şimdiye kadar çeviri bulan dizilerde saçma bulduğum bir dizi olmadı. Misal şu an çevirisi olan bir tarihi dizi var. Genel konu olarak komedi unsuru işlenmiş, hatta bazı sahnelerde absürdün dibine vurulmuş. O dizi bile bir yerde zeminine baktığımızda güçlü bir konu ile sabitlenmiş. Çin dizileri zaman zaman Tayvan ve Kore dizilerini andırsa daha başka bir havası var. Ben insanların artık şu ön yargı döngüsünden çıkıp şartlandırmadan bu dizilere şans vermelerini istiyorum. Bu yüzden de olabildiğince çevremde ki insanlara diğer Asya dizilerini öneriyorum. Şimdiye kadar da ön yargı ile başladığı halde olumsuz bir dönüş almadım. Bu yüzden eğer sizde önceden kendinizi şartlandırıp izlediyseniz ve sevmediyseniz, birde şartlandırmadan denemenizi tavsiye ederim.
Benim fikrimi alarak aynı düzende öneri açan arkadaşlar neden kendi stilinizi yaratma gereği duymuyorsunuz üste bir iki cümle yazıp alta afişleri sıralamayı geçtim birde yüzlü yüzlü afişleri de bu post içinden alıyorsunuz.Ben bir afiş için bile en az yarım saat aradım afişlerin arasında seçim yaptım..Bu fikir için bile günlerce uğraştım diğer bloglara göre farklı olsun diye düşündüm fakat siz ne yapıyorsunuz hazır fikir hazır post var nasıl olsa deyip benim günlerce uğraştığım emeğimi yarım saatte bloğunuza açıyorsunuz.Bu biraz ayıp olmuyor mu? Birazcık özgün bir blog olmaya çalışın kendi fikrinizi tarzınızı yaratın ki okuyucunuzda fark yaratın.
Benim blogumdan aldığınız herhangi bir fikri herhangi bir afişi herhangi bir düzeni blogunuzda izinsiz kullanıyorsanız hakkım haram olsun.
Taklitler aslını yaratırmış derler ama ben taklit istemiyorum.Çünkü bu blog benim sizin kopyala yapıştır bloglarınız gibi olsun istemiyorum.Sizin için eğlence ya da iş olan bu blog alemi benim için bir yaşam tarzı ve siz her dakika benim yaşam tarzıma tecavüz ediyorsunuz.
Ha birde benden size bir iyilik daha; bu şekilde post açan arkadaşlar size geçmiş olsun.Zaten en büyük cezayı size Google verecektir.Hep benimle uğraşacak değil ya biraz da Google sizle uğraşsın.Emin olun Google salak değil hemde hiç değil.Lafın kısası ayvayı zaten yemişiniz benim ahıma baştan gerek kalmamış..
İşte o afişler;
|
Fifteen Years of Waiting for Migratory Birds |
|
My Amazing Boyfriend |
|
My Sunshine |
|
Perfect Couple |
|
One Line Romance ( Kore ortak yapım) |
İzledikçe güncelleyeceğim.
İzlediğim siteyi buraya yazayım.
Sol üst Menü bölümünden dizilere ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder