BLACK

BENDEN DE KISA BİR ARA... Uzun zamandır blog dostlarımda "kısa bir mola" başlıklı yazılar görüyor ve özeniyordum :) Zaten bu aralar, yazın gelmesi, arkadaşlarımızın çoğunun tatilde olması ve rejim yapma zorunluluğum nedeni ile daha hafif yiyeceklere geçmiş olduğumuz için blogumu nadir güncelliyebiliyorum. Önümüzdeki bir kaç hafta ise kendime izin vermek istedim. Bu süre içinde kah İstanbul'da, kah yakın çevrelerde, biraz Erdek'te ve birazda kalbimin diğer yarısında olacağız. Bu arada zaman buldukça seyrek de olsa bloga tarif eklemeyi düşündüm, sonra vazgeçtim, bu blogumu ihmal etmek hatta biraz baştan savmak gibi geldi bana, oysa ben düzenli aralıklara ve sık sık tarif eklemeyi seviyorum. Bu söylediğimi lütfen şımarıklık olarak algılamayın ama biraz özlemek ve özlenmek de istedim açıkçası. Benim blogumu ve sizleri çok özleyeceğim ve bu sürenin sonunda müthiş bir istek ile yazılarıma devam edeceğim kesin ama özlenmek; işte orasını bilemem :) Hepinize en içten sevgiler...

YİNE YOĞURT :) Şimdi başlıktaki havuçlu kelimesine bakıpta, "zaten blogda havuçlu kek var, yaz geldi Müge'de işin kolayına kaçmaya başladı, aynı tarifleri farklı şekillerde bize sunuyor" diye düşünmeyin :) haksızlık edersiniz bana. Son zamanlarda hamur işlerinde yoğurda takmış durumdayım biliyorsunuz, içine giripde lezzet vermediği bir şey yok mübarekin :) Her zaman yaptığım klasik kekin içine yoğurt ekleyince nefis olduğunu sizlere anlatmıştım, hatta pandispanya denemelerim sonucunda en lezzetli ve kendinden nemli olanın yoğurt ile yapıldığınıda... Bir kaç hafta önce, havuçlu kek yaparkende muffin şeklinde yapmak istedim ve içine yoğurt ekledim. Sonuç; mükemmel. Kek bu şekilde o kadar yumuşak olduki, kalıptan çıkarıp soğuması için ızgaraya dizerken parmaklarım içine batmasın diye nazikçe tuttum :) O kadar yani. Sonraki günlerde defalarca yaptım ve genellikle hediye götürdüğüm için acele ile fotoğrafı çekilemedi ve sizlerle paylaşamadım. Ahmed sağolsun onun için yapıp, ...

MEVSİM GÜZELLEMESİ :) Bir yemeğin ismi bu kadar mı doğru olur? Türlü; çok doğru bir tanımlama :) İçine ne istersen, ne kadar istersen ekle, neyi daha çok seviyorsan, onu daha fazla ekle, olsun sana türlü. Sizi bilmem ama ben bu türlü işini çok sevdim :) Havalar ısındığından beri, mümkün olduğunca zeytinyağlı sebze yapıyorum, en çok da zeytinyağlı taze fasulye . Uzun zamandır canım imam bayıldı istiyor ama tek başıma yiyeceğim için hep erteliyorum yapmayı. Geçen gün marketten, kendime imam bayıldı yapmak için patlıcan, eşim için taze fasulye, hadi bulunsun diye bir kaç tane kabak, biber vs. aldım. Nedense çok çalışkan hissettim kendimi, eve gideceğim ve çeşit çeşit yemekler yapacağım :) Tabi eve gidip de sauna kıvamında mutfağa girince, bırak iki çeşit yemeği aklım direk karpuz-peynire kaymaya başladı :) İşte o anda aklıma gelen fikir; hem benim hem de eşimin severek yiyeceği bir yemek; türlü. Daha önce hiç yapmamıştım ama olsun, artık doğaçlama yeteneğim iyice gelişti. Üstelik eşimden,...

ADAŞ ŞEKERİMDEN ŞAHANE BİR SOFRA... Hafta sonu çok gezenti idim :) Cumartesi günü, Selen 'ciğimin bebişi için baby shower yani hoşgelesin partisi yaptık, her zamanki gibi yedik içtik, güldük eğlendik, çok güzel saatler geçirdik. Selen'ciğime bir kez de buradan hayırlı bir doğum ve sağlıklı bir bebiş diliyorum. Cumartesi akşamını bir düğün ile sonlandırdıktan sonra, pazar sabahı adaş şekerimin kahvaltı davetine doğru yola koyulduk. Ben aşağı yukarı nasıl bir sofra ile karşılaşacağımı tahmin ettiğim için düğünde sadece salata yemiştim :) Balkona çıkıpta, bu muhteşem sofrayı görünce, "değil akşam salata yemek, cuma akşamından yemek yemeyi kesmeliymişim" dedim :) Üstelik, masada görünenler sadece buzdağının görünen kısmı idi, birde mutfaktan daha sonra gelen, sıcak sıcak lezzetleri ekleyin bu sofraya ve gerisini hayal edin artık. Adaş şekerim ; "Sadece senmi misafirlerin için ders çalışıyorsun , ben daha iyi bir öğrenciyim :)" der gibiydi. Sofradaki klasik kahva...

MEVSİM GÜZELİ... Geçtiğimiz ayların güzeli çilekti, kendisinden bolca faydalandım, sık sık çilekli pasta yaptım, ama anında tükendiği için, hiç fotoğrafını çekmeye fırsat olmadı, buda sevinsemmi, üzülsemmi bilemediğim durumlardan biri :) Sadece milföy hamuru ile yapılan pratik pasta blogda yer aldı, oda kendi dilimimi daha sonra yemeyi kabul ettiğim için :) Şeftali ise şimdilerin güzeli, mis gibi... Mümkün olduğunca yiyoruz, ama bu aralar hamur işlerinden uzak durmak istediğim için, tariflerde pek kullanmıyorum, daha çok meyve olarak tüketiyoruz. Şeftali dolgulu kurabiyeler, uzun zamandır aklımda, hatta yapmayı unutmamak için Sofra dergisinde tarifin bulunduğu sayfayı açık olarak sehpanın üzerine koymuştum :) hafta sonu denedim, dergi her zamanki gibi beni yanıltmadı, nefis bir lezzet oldu. Kurabiyenin, dergideki ismi "Şeftali Kapaması", bu isim bana başta çok garip geldi, çünkü fotoğraftaki görüntüsü kurabiye idi:) Tarifi yapıp, tadına bakınca dergiye hak verdim, çünkü bu bi...

SUNUM SEÇENEKLERİ ÇOK OLAN BESLEYİCİ BİR LEZZET... Gün içinde blog komşularımı gezerken, pek çok tarifte "evet, bunu denemem lazım" diyorum ama çoğunlukla işe dalıp not almayı unutuyor, dolayısı ile yapmayada fırsat bulamıyorum. Bu poğaçalarıda sevgili Gönül'ün sayfasında gördüğümde, "ilk fırsatta yapmalı" demiş, sonrada unutmuştum, taki sevgili Fidan için düzenlediğimiz Baby Shower'da tadına bakana kadar :) Lezzeti o kadar güzeldiki, iki tanede çantama atıp eve getirmiştim :) Poğaçaları yapmaya başladığımda, "bu sefer kendimi tutup harfiyen tarife sadık kalacağım" diye kendime söz verdim, hatta hamur işlerinde margarin olarak sadece Hüner marka kullanmama rağmen (soyadı torpili:) sırf Gönül Teremyağ diye yazdığı için bir paket satın aldım:) Ama gelin görünki hamuru yoğururken, tüm tatlı tuzlu hamur işlerinde olmazsa olmazım olan mahlep ve her şeyin içine yakıştığını düşündüğüm cevizde ekledim. Peyniri ise yerken hissedilmesini istediğim için ya...

YAĞSIZ, YUMURTASIZ ŞAHANE BİR REVANİ... Yaz geldi, bir çok blog gibi Hünerli Bayanlar'a da bir rehavet çöktü. Aslında rehavetde değil, çünkü her evde olduğu gibi bizim evimizde yemekler pişiyor ve misafirler ağırlanıyor. Diğer komşuları bilemem ama benim blogumdaki durgunluğun en önemli nedeni eşimin ve misafirlerin daha önce yaptığım tarifleri talep etmesi:) Bu aralar sık sık büyüklü küçüklü gruplar halinde misafir ağırladım ama hem daha önce yaptığım çeşitleri yaptığım hemde kurduğum sofralar bile daha önce yayınlananlar ile aynı olduğu için bloga bir malzeme çıkmadı :) Birde yazın gelmesi ve giysilerin değişmesi ile bütün kış ağırlanan misafirlerin ve bloga yeni tarif koymak adına yapılan çalışmaların meyvesi pantalonlardan, tişörtlerden taşmaya başladı :) Bu nedenlede bizim evde gündüz; peynir, domates ve taze nane ile hazırlanan sandviç, akşam üstü ise zeytinyağlı yemekler ve karpuz - peynir ikilisi ile öğün geçirme dönemi başlamış bulunuyor :) Şimdi bu kadar konuşmanın üzerin...