Kayıtlar

Nisan, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fallout: New Vegas – %100 Türkçe Yama

Resim
Menü ve Görevler  % 100 Görev Açıklamaları  % 100 Notlar  % 100 Terminaller  % 100 Diyaloglar  % 100 Altyazılar  % 100 Bu yama  OyunÇeviri Ekibi  tarafından adına hazırlanmıştır. -Yama Update 7 (1.4.0.525) ile uyumlu hazırlanmıştır. -Ultimate Edition ile uyumludur. -Yamayı kurduktan sonra oyunu Launcher.exe’den başlatıp Veri Dosyaları’nı tıklayın, ardından FalloutNV-TR.esp’nin yanındaki kutucuğu işaretleyin. -Oyun içinden Altyazıları açmayı unutmayın. NOT: Yama bazı modlarla sorun çıkarabilir.  Yamanın Türkçeleştirdiği içerikler: -Fallout New Vegas -Caravan Pack -Classic Pack -Mercenary Pack -Tribal Pack ÖNSÖZ Bu RPG oyununu Türkçeye kazandırmanın hazzını yaşıyorum. Özellikle geniş evrene, ve derin hikâyeye sahip Fallout gibi bir oyunu çevirmek, şahsım adına gurur verici bir olay. Oyunculukta üst boyut olduğuna inandığım Rol Yapma oyunları her zaman ilgimi çekmişti. Çizgisel olmayan oynanış, farklı yollardan gidebilme, değişik stratejile...

Klasik Yoğurtlu Kek

Resim
KEK YOĞURT İLE YAPILMALI :) Bu yazı ile arşivimde yer alan ve hepside benim için ayrı ayrı değerli sevgili keklerime biraz haksızlık etmiş olacağım biliyorum:) Gelin görünki bu deneyimi yazmaz isem kendimi sizlere karşı sorumlu hissedeceğim :) Gülme işaretlerinden de anlayacağınız üzere bu yazıyı yazarken, kendi kendime gülüyorum ve etraftandan yanlış ! anlaşılmamak adına elimle ağzımı kapatıyorum:) Çünkü her zamanki gibi abarttım, sadece "kekinizi yoğurt ile yaparsanız daha güzel oluyor" u anlatmaya çalışıyorum:) Pek çoğunuzun zaten bildiği bir şey bu ama bilmeyenlerde olabilir. Geçenlerde, Fatoş'u eşi ve kızı ile ofiste ağırladığımızı anlatmıştım. Onlar gelmeden, bir gün önce ikram etmek için kek yapayım dedim. Malzemeleri hazırladım ama sütün kalmadığını farkettim (iyikide kalmamış) "yoğurtla yapayım bari ama inşallah güzel olur" diye çekinerek ekledim, sonuç; muhteşem... Sünger gibi bir dokuya sahip, pufidik bir kek, üstelik harcından bir miktar çalıp:) için...

Milföy Hamuru ile Çilekli Dilim Pasta

Resim
YİNE ÇOK SEÇENEKLİ BİR TARİF:) Bu tarif uzun zamandır denemek için aklımdaydı ama bir bahane olsun diye bekliyordum. (aynı cümleyi en az elli defa kurmuşumdur:) Geçenlerde, eşim ve Ahmed'e ekmek arası köfte:) ziyafeti çekip, beklediğimin çok üzerinde bir iltifatla karşılaşınca, "yeni bir tarif deneyip, tattırmanın tam zamanı" dedim. Çünkü normalde "biz senin kobaylarınmıyız?" deyip, mızmızlanıyorlar:) Tarif; gerçekten çok pratik, akşam yemeğinden sonra, çay demlenene kadar hazırlayıp, sunabilirsiniz. Üstelik çok seçenekli, arasına meyve olarak, çilek yerine muz, kayısı veya şeftali gibi meyveler koyabilirsiniz yada meyve yerine ceviz, fındık gibi yemişler yada damla çikolata serpebilirsiniz. H er tarifimde olduğu gibi, bu pastacıklarda da sizlerle paylaşmam gereken çok önemli bir püf noktası var; milföy hamurunun tuzsuz olanını tercih etmeniz. Ben kahvaltıda, ekmeğin üzerine beyaz peynir ve reçeli aynı anda koyup yemeyi severim mesela bu yüzden bu hafif tuzlu-ta...

Fındık Kaplı Bisküviler...

Resim
Yeni bir tarif yayınlama arasını bu kadar açtığımda kafamı toparlamam daha da zor oluyor. Bir de elimde yeni denenmiş bir tarif yoksa iyice üzerime üşengeçlik basıyor. Aslında bu cici bisküvilerin yerinde de oğlumun ikinci yaşgünü pastası olmalıydı ama içimden onu bile yapmak gelmedi. Yok yok sanmayın ki depresyondayım; sadece burada kutlayacak kimse olmadığı için elim bir türlü gitmedi. Bir de babaannemizin gelecek olması nedeniyle, oğlumun pastasını biraz ertelemek istedim o kadar. Ama çok yakında "pingu"lu bir pasta burada yer alacak inşallah. Bilmeyenleriniz için söyleyeyim, "pingu" bir çamur animasyon kahramanı. Kendisi adından da anlaşıldığı gibi bir penguen ve en büyük özelliği oğlumun ilk anlamlı söylediği kelimelerden olması. Lafı uzatmayayım, bir aksilik çıkmazsa haftasonu oğlumun pastasını yapıp sizlerle de paylaşacağım. Onun haricinde biraz son günlerde neler olup bitiyor biraz bahsedeyim. Mesela bu hafta başı tutan "erik" krizimden. Çok yakın ...

Haşhaş Tohumlu Sütlü Ekmek

Resim
SÖKE UN KARIŞIMLARI İLE DENEMELERE DEVAM... Ekmek makinesi aldıktan sonra, içinden çıkan kitapçığa bağlı kalarak yaptığım ekmekleri nedense bir türlü sevememiştik. Daha önce bu yazımda belirttiğim gibi, ne zamanki Söke Un ekmek karışımları ile tanıştım, işte o gün ekmek makinemle barıştım diyebilirim :) Söke Un'un bütün ekmek karışımlarını denedik, en çok sevdiğimiz ve evden neredeyse hiç eksik olmayan çeşitleri ise; çavdar unlu karışım ve tam buğday unlu karışım. Karışımlar içine hiç bir şey eklemesenizde çok lezzetli ama ben bazen irice doğranmış ceviz ve her zaman 2 yemek kaşığı zeytinyağ ile 1 çay kaşığı tuz ekliyorum. Haşhaş tohumlu ekmek, paketin arkasında yer alan bir tarif. Tam buğday unlu karışım paketinin arkasında yer alıyordu, bir kaç ufak değişiklik yaparak denedim, margarin yerine zeytinyağ, 5 yemek kaşığı haşhaş tohumu yerine 3 yemek kaşığı kullandım ve bu şekli ile çok beğendik. Bir kaç gün sonra aynı malzemeler ama çavdar unlu karışım ile yaptım, onu daha çok beğen...

Suner Ailesi ile Keyifli Bir Akşam

Resim
Sevgili Eda 'yı daha doğrusu artık bir marka haline getirdiği adı EdaSuner 'i pek çoğunuz duymuşsunuzdur. Bende onun cıvıl cıvıl blogunu uzun zamandır takip eden gizli hayranlarından biriydim:) Onun blogunu okumak beni her zaman keyiflendirmiş ve bilgilendirmiştir. Hatta ben ona Ajanspress Edi diyorum :) Neden derseniz, sanki Eda , yemek, moda, magazin ve bilişim dergilerini okumuş ve zevk alacağım bölümleri belirleyip benim için bir dosya halinde hazırlamış gibi gelir bana hep. Blogunu hemen her gün düzenli okur ve az önce dediğim gibi bir sürü dergiyi hızlıca karıştırmış gibi hissederim. Eda ile bir süredir, yorumlaşmanın ötesinde özel olarak da mailleşiyorduk, sürekli "en kısa zamanda görüşelim, eşlerimizide tanıştıralım" diyorduk ama bir türlü fırsat olmuyordu. Sonra arka arkaya bir sürü tesadüfler zinciri oldu, bir partide ortak arkadaşlarımız aracılığı ile tanışıldı, aynı gün görüşme planları yapıldı ve önce onlar bizi ağırladı, sonrada biz onları, sonra tekrar...

Sandviç Ekmeği...

Resim
Biliyorum çok erken daha ama ben geri sayımı başlattım. Yani Türkiye'ye tatil için döneceğimiz günü. Önce haftaya kayınvalidem gelecek ve 1 ayını bizimle geçirecek. Buraya geldiğimden beri evdeki yarı hapis hayatım da bol dışarı çıkma eylemiyle son bulacak. Her ne kadar yardımcım iyi bir insan olsa da, oğluma aile büyükleri kadar iyi bakacağından emin olamadım hiç bir zaman. O döndükten sonra da geriye sadece 1 ay kadar bir süre kalacak. O da sevdiklerim için alışveriş, kendi hazırlıklarım derken çabucak geçecek. Şimdiden tatlı telaşlı günlerin heyecanına kapıldım bile. Bir de bu sabah pussuz net bir şekilde doğan güneşi de gördüm ya, değmeyin keyfime. Buraya geldiğimizden beri pek doğru dürüst gezemedik. Eşim için pek sorun yok, kendisi buraya taşınmadan önce senelerce gelip gittiği için Çin Seddi'ne kadar görmüştü. Benimse sadece kısaca Pekin'i tanıma şansım oldu, sedde gidemediğimi zaten biliyorsunuz. Ama ben hep o Çin'le ilgili filmlerde gördüğüm sislerin arasındaki...

Akşam Yemeği Davet Sofrası

Resim
SUNER AİLESİ İLE BİRLİKTE KEYİFLİ BİR AKŞAM... Bir önceki yazımda , sevgili Eda ve Ömer ile tanıştığımızı ve bizim onları ziyaretimizi anlatmıştım. Bu yazıda da, Eda, Ömer ve ortak iki arkadaşımız ile birlikte bizim evde yapılan ikinci buluşmamızdan bir sofra görüntüsü var :) Ben genelde, arkadaşlarımızı yemeğe çağırdığımızda yeni tarifler dener ve blog için yeni malzemeler yaratırım aslında :) Bu sefer her zamankinden farklı olarak, daha önce yaptığım, beğenilen ve konuklarında görüşleri alınarak hazırlanan tariflerden oluşan bir sofra kurdum, yani bu yazı yavaş yavaş link sahibi olmayacak :) - Soframızda nelermi vardı ? Köfteli Çorba Çıtır Kase içinde Tavuk Sote (Eda kuzu eti sevmediği için) Dereotlu Mantarlı Pilav Zeytinyağlı Taze Fasulye Patlıcan Salatası Yoğurtlu Kabak Kızartma Közlenmiş Kırmızı Biber Sarması

Hindistan Cevizli Kurabiye

Resim
BEŞ ÇAYI ÖNERİLERİNE DEVAM:) Bu aralar bol bol kek, kurabiye ve poğaça tarifi verdim. Kendi stilimde devam ediyorum yani:) Kurabiyeler, hindistan cevizi sayesinde kıyır kıyır, portakal kabuğu sayesinde de mis gibi kokulu oluyorlar. Fotoğraftakilerin, fırında biraz fazla kaldığı için dışı kıtır oldu, siz daha yumuşak yapmak isterseniz daha az sürede pişirebilirsiniz. Malzemeler 3 Yemek Kaşığı (100 Gr.) Tereyağ 1 Su Bardağı Pudra Şekeri 1 Çay Bardağı Süt 1 Çay Bardağı Hindistan Cevizi 1 Portakal Kabuğu Rendesi 1 Tatlı Kaşığı Tarçın 1 Çay Bardağı Damla Çikolata 1 Paket Kabartma Tozu 1 Paket Vanilya 2 Su Bardağı Un Yapılışı Oda ısısında yumuşamış olan tereyağ ve pudra şekerini yoğurun. Un ve damla çikolata hariç, diğer malzemeleride ekleyip yoğurun. Unu azar azar ekleyip, yoğurarak, yumuşak kıvamda bir hamur haline getirin. En son damla çikolatalarıda ekleyip, yoğurun. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak, yuvarlayın. Yağlı kağıt serili bir tepsiye dizerek, 20-25 dk. kadar pişir...

Vişneli ve Çikolatalı Kek

Resim
GÜN SOFRASI İÇİN NEFİS BİR SEÇENEK :) Sevgili Esma'nın bizim için hazırladığı Beş Çayı Sofrası 'nı sizlerle paylaşırken, google aramalarında en çok, gündelik kolay tarifler, kahvaltı ve gün sofrası görüntüleri arandığından söz etmiştim. Bu nedenle arşivde bekleyen ve bir iki ufak dokunuşla klasik bir keki, tek başına bir çay eşlikçisi haline getiren bu tarifi sizlerle paylaşmak istedim. Kekin temel malzemelerini aynı bırakarak, isterseniz portakal kabuğu yerine, limon kabuğu ekleyebilir yada vişne yerine istediğiniz herhangi bir meyveyide kullanabilirsiniz. Malzemeler 3 Adet Yumurta 1 Su Bardağı Toz Şeker 1/2 Su Bardağı Sıvı Yağ 1/2 Su Bardağı Süt 2 Su Bardağı Un 1 Adet Portakal Kabuğu Rendesi 1 Tatlı Kaşığı Tarçın 1 Çay Bardağı Damla Çikolata veya 80 Gr. (1 paket) Bitter Çikolata 1 Paket Kabartma Tozu 1 Paket Vanilya 1 Su Bardağı Vişne 1 Yemek Kaşığı Kakao Yapılışı Yumurtaları ve şekeri mikserle krema kıvamına gelinceye kadar çırpın. (Ben bu aralar eğer vaktim var ise, yum...

Canım Suna'm İyi ki Doğdun, İyi ki Varsın...

Resim
Bir zamanlar, bir yerde küçük bir kız yaşarmış. Bu küçük kızın bütün arkadaşlarının kardeşleri varmış ama bir tek bu küçük kızın yokmuş. Annesiyle babasına hep hesap sorarmış kardeşim niye yok, kardeş isterim diye. (Burayı annesi uydurmuşmuş) Derken bir gün annesi eve çirkin, kel kafa bir bebekle gelmiş. Demiş ki, işte çok istediğin kardeşi aldım sana. Küçük kız çok sevinmiş. Ama zavallı bebek hiiç bilememiş nasıl bir ablaya düştüğünü. Sonra büyümüşler, beraber oynayacakları yaşlara gelmişler. Ama küçük kardeş büyüdüğüne pişman olmuş. Abla denen yaramaz, kardeşine türlü yorucu oyunlar oynatırmış. Mesela koltukların altına kağıtlar serpiştirip kardeşine “haydi temizlik yapacağız, ama eğer etrafa gizlediğim kağıtları temizlenmemiş bulursam okurum canına!” dermiş. Zavallı kardeş de gıkı çıkmadan harıl harıl temizlik yaparmış. Bazen de ablası onu garson gibi kullanırmış evin içinde. “Şunu getir, suyum nerde!” diye. Sonra iki kardeşten büyüğü okumak için evden ayrılınca küçük kardeş derin b...