BLACK

YAZ GELDİ (Mİ) ?.. Havalar birden ısındı ısınmasına ama ben tam sevinemiyorum, çünkü ben baharı seviyorum. Ilık ılık esen rüzgar, yüzümüze vurunca yakmayan, rahatsız etmeyen, tatlı tatlı ısıtan güneşi çok seviyorum. Bu yüzden, bu hafta sonu havalar birden kıştan yaza dönünce" baharı yaşamayacakmıyız ?" diye biraz hüzünlendim açıkçası. Sonra iç sesim, "bulunduğun ortamın tadını çıkar Müge" dedi:) Yazında, meyveleri, sebzeleri, zeytinyağlıları ve kızartmaları bambaşka:) Hafta sonu, yazı getirdim ben :) iki gün iki gece, mutfakta bolca kızartmalar, salatalar yaptım ve balkon sezonuda :) açıldı bizim evde... Hadi hayırlısı. Zeytinyağlı Barbunya, akşam yemeği davet sofrası 'ndan. Geçen yaz, buzluğa stok yapılmış son taze barbunya ile yapıldı. Bu aralar buzluktaki domates, biber ve sebzeleri bol bol kullanıyor ve yenileri için yer açıyorum. Malzemeler 1 Kg. Taze Barbunya (ayıklanmış hali 1 kg. olacak) 1 Adet Havuç 1 Adet Soğan 2 Adet Domates 1 Adet Patates 3 Diş Sarı...

Bugünlerde kendimi yaşamımın olağanlığına kaptırdım gidiyorum. Acaba alıştım buraya mı demek oluyor bu? Sabah kalkıyorum, biraz toparlanma, biraz yatakta oğlumla sarmaş dolaş dakikalar, klasik kahvaltılıklarımızla (çok şükür) kahvaltı, ardından markete gidip alışveriş yapmak... Artık bakışlar umrumda değil, "ben de sizler gibi yaşamımı sürdürmeye çalışıyorum" diyorum içimden. Filanca reyondaki tavuk ayaklarına bakmıyorum bile artık. Varsın dursunlar orada, zorla yedirilmediği sürece bana ne zararları var ki? Sonra belki bir arkadaş uğrayıp sabah kahvesini bende yudumluyor ya da ben gidiyorum, daha sonra yemek yapma faslı, biraz msn'den aileyle özlem giderme ve akşam yemeğinde eşimle sohbet... Bazen oğlumu biraz uzaktaki bir alışveriş merkezinin çocuk oyun alanına götürüyorum, ben de biraz gezme imkanı buluyorum. Bir çok yerdeki görevliler beni tanıdılar bile, kibarca halimi hatrımı dahi soruyorlar. Hem neden alışmayayım ki? Yağan yağmur bile aynı, gece doğan ay, sevdikl...

İÇİNDE NE ARARSAN VAR KEKİ :) Geçen akşam, arkadaşlar ile maç izlerken yemek için; " Havuçlu kek yapayım, üzerinede çikolata eritip dökerim, olur sana pasta" :) diye düşünüp, mutfağa girdim. Gel gelelim evdeki hesap çarşıya uymadı, havuç sadece bir tane kalmış ve tarçında bitmişti. Bu olumsuzluklar beni kek yapmaktan tabiki alıkoymadı :) Hemen, klasik kek malzemelerinin içine o anda aklıma gelen ne varsa koydum ve kocaman bir borcamda kek pişirdim. Üzerine çikolata sos dökmekten vazgeçip, hafif nemli bir kek olmasına karar verdim ve hazırlayıp soğuttuğum, bir fincan neskafe ile ıslattım. Bu noktada size mutlaka belirtmem gereken püf noktası şu; keki benim yaptığım gibi, fırından çıkar çıkmaz çok sıcakken ıslatmayın, soğumasını bekleyin. Tiramisu yapar gibi hem kek hemde neskafe soğuk olacak şekilde ıslatın, her tarafı eşit nemli bir kek elde edersiniz. Eğer kek çok sıcakken ıslatırsanız (fotoğrafta görüldüğü gibi) neskafe en üstte tabaka halinde kalıyor ve sadece üstü çok ıs...

KITIR GÖRÜNÜMLÜ YUMUŞAK POĞAÇALAR :) Sevgili Esma'nın bizim için hazırladığı, Beş Çayı Sofrası 'nı sizlerle paylaşmış ve sofradaki birbirinden güzel lezzetleride sırayla yayınlayacağımı söylemiştim. Poğaçaların sadece kenar kısımları kıtır ama ısırdığınız zaman yumuşacık, yani ideal kıvamdalar. Ben genelde poğaçaları patatesli yaparım , eşim patatesi çok sevdiği için, ama "peynirli poğaçanında yeri başka" dedim bu poğaçaları yerken. Gerçekten inanılmaz lezzetliler. Poğaçaların hamurunu, sade olarak hazırlayıp, peyniri içine koyarak kapatabilirsiniz yada Esma'nın yaptığı gibi hamura katıp, yoğurup, sonrada istediğiniz şekli verebilirsiniz. Ben de bu şekilde yapmanızı öneriyorum, peynirin poğaçaya verdiği yumuşaklık ve mayhoşluk çok güzeldi. Birde Esma orjinal tarifte margarin olduğu halde, margarinsiz yapmış, sabah pişirdiğini söyledi ve biz saatler sonra yiyor olmamıza rağmen, elastiki bir kıvamı yoktu, az önce söylediğim gibi hem kıtır kıtır hemde yumuşaktı. Sizd...

Bir önceki yazımdaki sevinç nidalarımı hatırlıyor musunuz? Hani krem peynir bulduğumla ilgili olan. Bulur bulmaz içim kıpırdanmaya başladı, şöyle ağzımıza layık bir cheesecake yapsam da hergün koca bir porsiyon tüketerek, sevgili endorfin hormonumu olması gereken seviyeye çeksem... Bu cheesecake hastalığı hiç bir şeye benzemez, ayrı bir tutkudur. Türkiye'deyken en geç iki haftada bir klasik tarifimi ya da bloglardan denemeler yapar, arkadaşlarımla kaloriciklerini paylaşarak afiyetle yerdik. Buraya geldiğimden beri bunu gerçekleştiremez olmuştum, öncelikle peynir vardı pişirecek eşyam yoktu, sonra evim oldu peynir piyasadan kayboldu. Eh sonunda kavuştuk ya, dedim bu sefer yeni bir şey deneyeyim. Mesela taşınma esnasında kaybolan mutfak robotumun bıçağı yüzünden önceki denememdeki iri bisküvi parçaları olmasın bu tarifte. Bir de süslemesi değişik olsun, bloga konmaya, bir şeyler öğretmeye değer olsun. Tarif Çin pasta kitabımdan yine. Tabansız gördüğüm tek tarif. Birebir uyguladım,...

İLK ŞEKER HAMURLU KURABİYELERİM... Şeker hamuru ile ilişkimiz bir başladı, pir başladı :) hayırlısı bakalım... İlk şeker hamurlu pastamı yaptıktan sonra, kendime epey bir güvenim gelmişti zaten. Kurabiyelerde, çook eski (yılını söylemeyelim, yaşımız çok belli olmasın:) bir arkadaşım, dostum Fatoş'un baskılı motivasyonu ile gerçekleşti. Aynı zamanda blogumun yakın bir takipçisi olan dostum, Yasemin şekerim için Müge ile birlikte hazırladığımız kurabiyeleri görünce, "bende 2 Nisan'da doğum yapacak bir arkadaşıma böyle bir hediye götürmek istiyorum" dedi. Ben her ne kadar, "yok, ben beceremem, seni bu işi hakkıyla yapan arkadaşlarıma yönlendireyim" dediysem de dinlemedi :) E, zaten bende şeker hamuru ile oynamaktan büyük keyif alıyorum, "tamam" dedim. Hem bu sayede BakeShop 'tan almayı düşündüğüm ama bir sebep olsun diye beklediğim bütün kalıplarıda almış oldum. Yaklaşık beş saatte, 22 adet kurabiye pişirip, süsledim. Şeker hamurunu renklendir...

HARİKA BİR GÜNÜN ARDINDAN... Cumartesi günü, Yasemin şekerimin yakışıklı oğlunun gelişini kutlamak için harika bir kadro ile toplandık. Başta, Sencer paşa'mızın annesi benim minik kuşum:) da dahil olmak üzere, hemen herkes o kadar güzel anlatmış günümüzü ve paylaşılanları o kadar güzel kaleme almışki, üzerine bende uzun ve detaylı bir yazı yazmaya gerek duymadım. Birbirinden nefis yiyecekleri, Gülriz şekerime yapılan sürpriz doğum günü kutlamasını, heyecanımızı, mutluluğumuzu tüm detayları ile görmek isterseniz (ki bence istemelisiniz) sizleri dostlarımın sıcacık sayfalarına yönlendiriyorum. Yasemin - Sencerle Kucaklaşma Partisi Pınar - Şahane Bir Gün Gülriz - Sürpriz Doğum Günü ve Hoşgeldin Sencer Müge - Bir Hoşgeldin Buluşması Neslihan - Hoşgeldin Sencer Partisi ve 2.Blogcular Buluşması Ganne - Sencer Paşa Hoşgeldi Partimiz FARKLI BİR KISIR TARİFİ... Harika günümüz için oluşturduğumuz menu de bende kısır yapmak istedim. Her zaman yaptığım kısır tarifinden farklı olarak, kayınva...